"Atatürk 13 Kasım 1918 günü öğle saatlerinde trenle İstanbul’a geldikten sonra, Haydarpaşa Garı’ndan bindiği ‘Kartal’ istimbotuyla Galata’ya doğru giderken, işgal donanmasının arasından geçer. Bu geçiş sırasında yaveri Cevad Abbas’ın ağladığını gören Mustafa Kemal Paşa, büyük kararlılıkla söylediği “Geldikleri gibi giderler” sözü, Kurtuluş Savaşı’nın ilk işaret fişeğini ateşler.
O günün akşam saatlerinde Dolmabahçe Sarayı önünde demirleyecekler, toplarını da yüzyıllardır hükümran devletin hükümdarlık sarayına çevireceklerdi.
Mustafa Kemal Paşa bu gemilerin buraya gelmemesi için Çanakkale’de verilen savaşları, akıtılan kanları, yitirilen canları hatırladı; sonra da öfkeli, aynı zamanda azimli bir sesle: "Evet gelirler, gelirler ama , bir gün de geldikleri gibi giderler” dedi...
Mustafa Kemal Atatürk, "Geldikleri gibi giderler" sözüyle Kurtuluş Savaşı'nın ilk işaretini vermişti. Mustafa Kemal Paşa, Kurtuluş Savaşı’nı başlatacak sözlerini, daha sonra adı Kartal olacak bir teknenin güvertesinde söylemişti.
İşte Atatürk'ün sonsuza kadar tarihte, hafızalarda kazılı kalacak "Geldikleri gibi giderler" sözünün bilinmeyen hikayesi;
Mustafa Kemal Paşa, Adana’dan 13 Kasım 1918 günü öğle saatlerinde trenle İstanbul’a gelir ve Haydarpaşa Garı’ndan bindiği ‘Kartal’ istimbotuyla Galata’ya doğru giderken, 55 parçalık işgal donanmasının arasından geçer.
O sırada yaver Cevat Abbas hem boğaza giriş yapan düşman zırhlılarını hem de Marmara yönünü işaret ederek ağır ağır arkadan gelen gemileri gösterir, hüzünlü, biraz da ürkek bir sesle, "Geliyorlar" der.
Mustafa Kemal Paşa yaverinin gösterdiği yana baktı; İngiliz donanmasına bağlı, aralarında Yunan zırhlısı Averof’un da bulunduğu gemiler ağır ağır Marmara’dan boğaza doğru ilerlemeye devam ediyordu.
O günün akşam saatlerinde Dolmabahçe Sarayı önünde demirleyecekler, toplarını da yüzyıllardır hükümran devletin hükümdarlık sarayına çevireceklerdi.
Mustafa Kemal Paşa bu gemilerin buraya gelmemesi için Çanakkale’de verilen savaşları, akıtılan kanları, yitirilen canları hatırladı; sonra da öfkeli, aynı zamanda azimli bir sesle: "Evet gelirler, gelirler ama , bir gün de geldikleri gibi giderler” dedi..."
Her ne kadar bölünmüş, kutuplaşmış, ayrışmış görünse de , Atatürk'ün ruhu yaşar onu inkâr edenlerde bile...
Atası, ceddi, soyu birdir aslında. Tabii ki çıkar arada mayası bozulmuş olan da.
Ama gün gelir, kara yok olur beyazın aydınlığında.
İşte 'Kara'nın' planları bu sefer tutmayacak çünkü yukarıdaki ruhu hesaba katmadı.
Kazdıkları çukura düşecek hepsi bir bir...
Olması gereken olacak , en doğru zamanda.
Her şey güzel olacak...
U-mutlu haftalar efendim...