Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. Rıdvan Sivritepe, 28 Temmuz Dünya Hepatit Günü'ne özel açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Sivritepe, hepatitin herhangi bir nedenden dolayı karaciğerin iltihaplanması sonucu ortaya çıktığını belirterek, “Hepatit, çeşitli etkenler tarafından ortaya çıkabilir ve seyrine bağlı olarak akut (kısa süreli) veya kronik (uzun süreli) olarak gelişebilir. En sık görülen viral hepatit türleri Hepatit A, Hepatit B, Hepatit C, Hepatit D ve Hepatit E'dir. Hepatitin bazı türleri bulaşıcıdır ve hasta kişiden başka kişilere geçebilir. Hepatit B ve C gibi kan ve vücut sıvıları yoluyla bulaşan türler, özellikle korunmasız cinsel temas, ortak enjektör kullanımı, kontamine kan ürünleri ve anneden çocuğa geçiş gibi yollarla yayılabilir. Hepatit A ve E ise enfekte kişinin dışkısının ağız yoluyla alınmasıyla bulaşabilir, genellikle hijyen eksikliği ve kontamine su kaynakları ile ilişkilendirilir” diye konuştu.
"Bazı türleri bulaşıcı olabilir"
Hepatitin bazı durumlarda sinsi ilerlediğine dikkat çeken Doç. Dr. Sivritepe, şöyle devam etti:
“Hepatit genellikle karaciğer iltihabına bağlı olarak yorgunluk ve halsizlik, iştahsızlık ve kilo kaybı, bulantı ve kusma, karın ağrısı ve şişlik, idrar renginde koyulaşma, dışkının renginde açılma ve ciltte/gözlerde sararma belirtileri ile karşımıza çıkabilir. Ancak bazı durumlarda hiç belirti bile vermeyebilir. Hepatit tanısı, hastanın semptomlarına, tıbbi öyküsüne ve fizik muayenesine dayanarak konulur. Kan testleri, karaciğer fonksiyon testleri ve virüs varlığını tespit etmek için moleküler testler kullanılır. Yine biyopsi gibi ileri tetkikler, karaciğer hasarını ve iltihap derecesini değerlendirmek için yapılabilir. Sonuç olarak hepatit çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilen karaciğerin iltihaplanmasıdır. Bazı türleri bulaşıcıdır ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.”
"Aşı hastalığın yayılımını engelliyor"
Doç. Dr. Sivritepe ayrıca hepatit tedavisinin enfeksiyonun türüne ve şiddetine göre değiştiğine işaret ederek, şu bilgileri verdi:
“Akut hepatitler genellikle kendiliğinden iyileşirken, kronik hepatitlerde tedavi önemlidir. Hepatit B ve C için kullanılan antiviral ilaçlar, virüsün çoğalmasını engelleyerek hastalığın ilerlemesini durdurabilir veya yavaşlatabilir. Ayrıca karaciğer destek tedavileri ve diyet de hastaların sağlığının düzeltilmesine yardımcı olur. Bununla beraber Hepatit A ve B için aşılama mevcuttur. Hepatit A aşısı, hijyen kurallarına uyulmadığında yaygın olarak bulaşan Hepatit A virüsüne karşı korurken, Hepatit B aşısı kronik Hepatit B enfeksiyonunu ve karaciğer kanseri gelişimini önlemeye yardımcı olur. Aşılama, hastalığın yayılımını engellemek ve ciddi komplikasyonları önlemek için önemlidir.”
"Kronik hepatit siroz ve kansere yol açabilir"
Hepatitin uygun takip ve tedavi edilmediğinde ciddi sonuçlara yol açabildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Sivritepe, değerlendirmelerini şöyle sonlandırdı:
“Kronik hepatitler, siroz (ileri karaciğer hasarı) ve karaciğer kanseri riskini artırır. Tedavi edilmezse ilerleyen karaciğer hastalığı, karaciğer yetmezliği ve ölümcül sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle hepatit teşhisi konulan kişilerin düzenli olarak sağlık uzmanları tarafından takip edilmesi ve uygun tedavi almaları önemlidir. Hepatit, erken teşhis ve tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Bu nedenle hepatit belirtileri veya risk faktörlerine sahipseniz bir sağlık uzmanına başvurarak gerekli değerlendirmeyi yaptırmak önemlidir. Ayrıca aşıların sağladığı koruma sayesinde Hepatit A ve B'ye karşı önlem almak mümkündür. Sağlığınızı korumak için düzenli sağlık kontrollerini yaptırmak ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemek, karaciğer sağlığınızı koruma açısından önemlidir.”
İHA