Pazartesi günü ülke genelinde sağlıkçılar bir süreliğine iş bıraktı.
Gebze’de Fatih Devlet Hastanesi, Darıca Farabi Hastanesi, Dilovası Devlet Hastanesi’nde sağlık çalışanlarının tamamı geçici bir süreliğine iş bıraktı ortak basın açıklamaları okudular.
Hekimlere yapılan saldırıları kınadılar.
Hastanelerde ki eylemlere katılamayan doktorlar görev yaptıkları sağlık ocaklarında kısa bir süreliğine iş bırakarak meslektaşlarına destek verdi.
“Sen mi iş bırakırsın” diyen bir grup saldırgan bu duruma öfkelendi.
Pazartesi günü Sultanorhan mahallesindeki merkez sağlık ocağında bulunan sağlıkçı ve hekimlere toplu olarak saldırıda bulunuldu.
Bununla yetinmeyen saldırganlar sağlık ocağında doktorların kapılarını tekme yumruk vurarak saldırılarını devam ettirdi.
Dışarıda bulunan bazı saldırganlar da sağlık ocağına taş atarak içerideki saldırganlara destek verdi.
Pazartesi günü sabah saat 10:00’da başlayan saldırılar polisin müdahalesiyle karakolda son buldu.
Hekimler ve sağlık çalışanları saldırganlardan şikayetçi oldu.
Şimdi gelelim bu saldırıların esas nedenine;
Bunca yıldır hastalara şifa dağıtan hekimlere saldırılar hızla arttı.
Bu konunun cevabını İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez şöyle vermiş oldu;
“Binlerce sağlık çalışanı saldırıya uğruyorsa her gün bir hekim hayatını kaybediyorsa ve bütün uyarılara rağmen hiç bir önlem alınmıyorsa yönetenler kasten ihmal ve katillere ortak olmakla suçlarız” ifadesini kullandı.
Bu saldırgan ruh hali bir günde ortaya çıkmadı.
Ülkeyi yönetenlerin “doktor efendi” dönemi bitti.
“Ben doktora iğne yaptırmam, doktor bir iğne yapar adamı felç eder icabında” ifadeleri saldırganların cesaretlerini arttırdı.
İktidar sözcüleri bu saldırıları kınamıyor.
Sessiz kalmayı uygun görüyor.
Sultanorhan mahallesi ağırlıkta muhafazakar insanların yaşadığı bir semt.
Hekimlerin iş bırakmasını kendi siyasi dünüşüncelerine karşı bir eylem olarak gören saldırganlar merkez sağlık ocağını alt üst etti.
Bu ruh hali sadece sağlık alanında yaşanmıyor.
Her yerde kendilerine öncelik tanınmasını istiyorlar.
İktidar gücünü kendi kişisel silahı olarak görüyorlar.
İsmi bende saklı saldırıya uğrayan hekim “ ben böyle bir vahşilik görmedim” dedi.
Saldırıyı gerçekleştiren kişilerden şikayetçi olduklarını söyledi.
“Meslektaşlarımızın öldürülmesine tepki göstermemize bile tahamül edemiyorlar”ifadesini kullandı.
Samsun’da öldürülen Op. Dr. Kamil Furtına saldırganıyla Gebze Sultanorhan’da sağlık ocağındaki hekimlere yapılan saldırının pek çok ortak yönü var.
Saldırganlar bir yerlerden cesaret alıyor.
Saldırganlar iktidar yöneticilerini kutsal olarak görüyor.
Onlara karşı yapılan her eylemi kendi kutsallarına saldırı olarak değerlendiriyor.
Eğer bu durumdan kurtulamazsak daha kötü sonuçlar bizi bekmiyor.
Bu sağlık sisteminin yaratmış olduğu vahşilik ileride hekim açığımızda önemli etken olacak.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi sağlık çalışanları toplu olarak tehdit altında.
Canı sıkılan korumasız sağlık görevlilerine saldırıyor.
Bu saldırıyı gerçekleştirenler en ağır şekilde cezalandırılmalı.
Evindeki çocuğuna sözü geçmeyen saldırganlar sağlık ocağında zor koşullar altında görev yapan sağlık hizmeti veren hekimlere saldırıyor.