Haziran

Halil Yeni

 

3 Haziran günü Makine Mühendisleri Odası Gebze temsilciliğinin öncülüğünde Dünya vatandaşı, büyük şair Nazım Hikmet ve Haziran aylarında kaybettiğimiz edebiyatçı ve şairlerimizi anma etkinliği gerçekleştirildi.   Makine Mühendisleri odası Gebze temsilciliğinin ülkedeki ve kentteki gündemlerde emekten ve doğrudan yana saf tutması mücadele arkadaşlarını mutlu ettiği gibi, kültürel ve sanatsal gündemlere de duyarlı olması sanat emekçilerini ve sanat dostlarını onurlandırdı.

 

Etkinlikte açılış konuşmasını yapan oda temsilcisi Sinan Yücel kaybettiğimiz şair ve ozanları saygıyla anarken bundan sonraki faaliyetlerinde kültür sanat etkinliklerine daha çok yer vereceklerini bildirdi. Etkinliğe Nalan Çelik, Hakkı Zariç Fatoş özüt kırtay, Özgün Evren Bulut, Sabiha Bayındır ve Halil Yeni davet edilmişti. Etkinlik boyunca şiirler okundu, söyleşiler gerçekleştirildi. Gülündü. Hüzünlenildi. Öfkelenildi, heyecanlanıldı.  Ve anmanın sonunda etkinliği planlayanlara, etkinliğe katılan sevgili şair dostlarımıza ve kıymetli katılımcılara bu anlamlı buluşmada yer aldıkları için teşekkürler edildi.

 

Bizler etkinliğin görünen yüzüydük. Birde görünmeyen yüzümüz vardı. Tanfer Yeşiltepe bunlardan biri. Ayrıca etkinliğin her aşamasında sözüyle, düşüncesiyle, önerileriyle ve olanaklarıyla TMMOB'a destek veren Özgürlük Kitap evi ve Tahir Canan'ın emeği çok büyüktü.

***

Hasan Hüseyin Korkmazgil Nazım Hikmet adına yazdığı bir şiirinde şöyle diyor; "Sokaksız kent / kentsiz ülke / Kahkahanın yanı başı gözyaşı. / Ne anlar acılardan güzel Haziran / Ne anlar güzel bahar / Kopuk bir kol sokakta çırpınıp duruyor / Gece leylak ve tomurcuk kokuyor / Yaralı bir şahin olmuş yüreğim / Uy anam anam / HAZİRANDA ÖLMEK ZOR..." / Gerçekten bu değerli ozanlar için ölmek zor. Nazım hikmet, Ahmed Arif, Orhan kemal gibi insanlar aramızdan bedenen ayrılmış olsalar dahi, yazdıklarıyla, söyledikleriyle, duruşlarıyla yaşıyor ve her geçen gün daha fazla insan tarafından tanınmaya devam ediyor.

 

Orhan kemal bir yazısında diyor ki ‘’Olma kula kul / öpme el ayak / kirlenmesin ağzın..’’  Haziran ayının ortalarındayız. Bundan üç yıl önce kula kulluk etmeyenler, el etek öpmeyenler tarafından Türkiye siyasi tarihinin en büyük isyanı gerçekleşti ve halkımız başta özgürlük ve adalet talebiyle aylar süren bir direnişe geçmişti.  Dayanışmanın en güzelini yaşadık. O günlerde kelebekler ömründen, ateş böcekleri harından verdi. Gezi direnişinde ölümsüzleşen arkadaşlarımızı sevgi ve özlemle anmak istiyorum.

 

Haziran ayı aynı zamanda Karadeniz’in asi çocuğu kazım koyuncunun da ölüm yıl dönümüdür. Yazıma onun ömrümüze not düşmüş bir sözüyle sonlandırıyorum.  ‘’Tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Don Kişotlara, ateş hırsızlarına, Ernesto Che Guevara’ ya…  Kötü şeyler gördük... savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük... Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük... Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük... Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük... Biz de öldük.... Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik... Teşekkürler Dünya!’’ Teşekkürler Kazım Koyuncu…

 

 

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.