HAYAL DÜNYASI...!

İsmail Kadı

Hemen hemen her konuda kıyasıya tartışmıyor kavga ediyoruz.

İddiaların biri bin para...

Kim haklı kim haksız...!

Hangisi doğru hangisi yanlış...!

Kimsenin kimseye güveni yok.

En acı olanı enerjimizi boş alanlarda tüketiyoruz.

Genç bir nüfusa sahip olmak çok önemli bir avantaj.

Ancak o avantajı nasıl kullandığınız veya kullanacağınız önemli. 

Tıpkı bir araba sürücüsü misali, doğru kullanırsanız araçla son durağa ulaşırsınız.

Yolcularınızı sağsalim gideceği noktaya getirirsiniz.

Yanlış kullanırsınız kaza yaparsınız hem kendi canınızı hem de taşıdığınız yolcuların can güvenliğini tehlikeye sokarsınız.

Oysa harcanan zamanı ve eldeki değerleri doğru kullanmayı becerebilsek o zaman bizi kimse tutamaz.

Kavga kültürümüz nereden geliyor, sorusuna gelince;

Siyaset mi toplumu geriyor yoksa toplumdaki gerilim mi siyasete yön veriyor.

Üzerinde önemle durmamız gereken bir konu.

Sosyal Bilimler neredeyse dibe vurdu.

Toplumun ekseriyeti okumuyor, araştırmıyor ancak her konuda fikir sahibi...

Görüşüne başvurduğunuz insan en doğru kendi düşüncesi olduğu kanaatinde.

Karşısındaki insanların düşünceleri onun için değersiz ve önemsiz olduğu görüşünde.

Didişmek kavga etmek bizim kültürümüzün bir parçası oldu.

Eğer kavga etmekle sorunlar çözülmüş olsaydı bunun en iyisini bizim kuşak 80’li yıllarda fazlasıyla yaptı.

Peki bu işin bir de üretim tarafı var.

10 milyon insan çalışacak 80 milyon insana bakacak.

Tam bir tüketim toplumu olduk.

Hemen hemen  herşeyi tereddütsüz tüketiyoruz.

En başta kardeşliğimizi, birliğimizi, sevgimizi hayli tükettik...!

Sokağın dili toplumun ruh halini tüm çıplaklığı ile ortaya koyuyor.

Cumartesi günü çocuklarla Gebze Center’a gittik.

Hem değişiklik olsun hem de ihtiyaçlarımızı temin ettik.

Kapalı otoparkta araç park etmek için yer arıyordum.

Arkamdan gelen araç kornaya basmaya başladı.

Neyse acil bir durum olur diye yol verdim kendisine, geçti önümde durdu.

Eğer bir insanın acil durumu olsa durmaz yola devam eder.

Hiç birşey olmamış gibi aracını park etti, gitti...

Toplumun ruh hali tahamülsüzlüğün geldiği nokta burası .

Bu karanlık kuyudan nasıl çıkarız bilmiyorum.

Herkes kendi düşüncesini karşısındakine dayatmakla meşgul.

Hiç kimse ortak aklı kullanmak  istemiyor.

Bu durum yargıda da böyle, güvenlikte de böyle, devlet yönetiminde de böyle...

Sık sık benzetmede bulunulan bir atasözü var; Balık bir yerden koktumu her taraf yavaş yavaş çürür...

Galiba biz oraya doğru gidiyoruz...!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.