"Türkiye'nin dış borcu:
2002'de; 129.592 milyar dolardı.
2013'de; 388.243 milyar dolar oldu.
Kişi başına düşen borç;
2002'de; 1.903 dolardı.
2013'de; 5.105 dolar oldu.
Ekmeğin kilosu 2002'de 1.03 lira iken, bugün 4 lira.
Benzin, 1.66 liradan,5.12 liraya çıktı.
Dünyanın en pahalı benzini bizde!
Tüp, 2002'de 15 lira iken, bugün 75 lira.
2002'de 1.412 lira olan dolar, bugün 2.022 lira.
Bugün asgari ücret net 846 lira.
Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı,1.167 lira.
12 milyon 255 bin kişi, aylık 376 lira gelirle yoksulluk sınırı altında yaşıyor!
Çalışanların yüzde 48,8’in hiçbir sosyal güvencesi yok.
Her 100 memurdan 97'sinin borcu var.
Kredi kartları sayesinde alım gücümüz çok yükseldi maşallah.
Piyasalar canlandı, pazarlar hareketlendi!
Üç milyon vatandaş, kredi kartlarını ödeyemediği için bankaların kara listesinde...
5 köylüden 3'ü hacizle boğuşmakta.
1980'de nüfusumuz 50 milyon, sendikalı işçi sayısı 2,5 milyon.
2013'de nüfusumuz 75 milyon, sendikalı işçi sayısı 600 bin.
Sendikalaşma oranı yüzde 8'e düşmüş.
Toplu sözleşmeden yararlanan işçi, yüzde 5,4.
2002'de 387 bin olan taşeron işçi sayısı bugün 2 milyon.
Hiçbir güvenliğin alınmadığı işyerlerinde, günde 4 işçi hayatını kaybediyor.
Ölenlerin 106'sı kadın, 56'sı çocuk işçiler.
En yakın örnek Soma'da yaşandı.
Ölümüne çalışan 301 işçi pisipisine hayatını kaybetti.
301 Ocak bacasız, bine yakın çocuk babasız kaldı.
Karaman, Kastamonu, Balıkesir, Bursa, Kozlu maden ocaklarında grizu patlamasıyla ölenlerin sayısı 103!
103 insan evladı...
Taş, toprak değil!
Diğer yanda enerji kralları servetlerine servet katıyor.
Kadın-erkek eşitsizliğini kapsayan 136 ülke arasında Türkiye 124. sırada.
127. sırada olan Suudi Arabistan'ı geçmişiz ne acı!
2002 den bugüne kadın şiddeti yüzde 1400 arttı.
Fuhuş yüzde 220,ırza geçme ve çocuklara taciz yüzde 125...
Daha önce makam araçlarını satarak tasarruf yapacaklarını söyleyen, başbakanımız
250 milyon dolara VIP uçak aldırdı."
Bu bilgileri Soner Yalçın'ın "Kayıp Sicil" adlı kitabından aldım.
O kadar çok yazacak şey var ki, ancak sayfam yetmez.
Faili meçhuller, öldürülen çocuklar, toplumsal olaylar, Türkiye’nin Suriye, Irak, İsrail ilişkilerini öğrenmek isterseniz okuyun lütfen.
Bunları niye yazdığımı tahmin etmişsinizdir.
Yarın Cumhur olarak, başkanımızı seçeceğiz ya, özellikle kararsız olduklarını söyleyen vatandaşlarımıza hatırlatayım dedim.
Tatil yerlerinde olduklarını bahane edip gelmeyenler, içime sinmiyor oy vermeyeceğim diyenler, bunların hepsi aynı ben mi kurtaracağım ülkeyi diyerek efelik taslayanlar sözüm sizedir!
Bu ülkede yaşayan fakirin, garibin elinden ekmeğini alanlara fırsat verenlerden olmayın.
Yarın gidip, demokrat bir Türkiye vatandaşı olarak oy kullanın.
Ama önce, akıl süzgecinizden gönderdiğiniz bilgileri yüreğinizde iyice ölçün, tartın.
Ve vicdanınıza danışın en doğru sonuca götürecektir emin olun...
Vatanımıza, milletimize hayırlı olsun.