Nasıldır bilirsiniz.
Bir çark vardır ortada, sevimli hayvancık bütün gün, hafta,ay, yıl o çarka biner döner durur.
Verirsen yer, vermezsen açlıktan ölür.
İtiraz etmeye aklı yetmez.
Düzeni böyledir, bunu bu kadar bilir.
Bir fıkra vardır, malumunuzdur.
Okuda çocuğa politika konulu kompozisyon ödevi verilir.
Çocuk da babasına sorar:
- Politika nedir?
Baba ne cevap vereceğini bilemez. Başlar sallamaya:
- Yavrum, anlatacaklarımı iyi dinle.
Ben evin geçimini sağlamak için çalışıyorum para kazanıyorum.
Yani ben kapitalistim.
Annen, kazandığım parayı harcayıp evi idare ediyor, yani hükümet.
Hizmetçimiz ev işlerini yapıyor, yani işçi. Sen halksın.
Kundaktaki kardeşin de istikbal. Kompozisyon ödevini buna göre yaz! Anlaştık mı?
Çocuk, 'anladım' der, sabah ödevini yazmak üzere uykuya çekilir.
Gece tuvalete kalkar ve beşikteki kardeşinin ağladığını duyar.
Hizmetçiye haber vermek için odasına gider, babasıyla hizmetçi yatakta sarmaş dolaş.
Annesine seslenir, ama annesi horul horul uyumaktadır.
Çocuk hemen masasına geçip ödevini yazmaya koyulur:
Politikanın ne olduğu çok açık:
Kapitalist işçiyi götürüyor, hükümet uyuyor, halkı duyan yok, istikbal bok içinde…"
2023 yılının sonuna geldik.
2024 yılına 3 ay kaldı.
Ünlü Alman Film Yönetmeni Rainer Verner Fassbinder'in dediği gibi;
"Ben kötümser değil, gerçekçiyim, kötümser olan hayat..."
Maalesef Türkiye'de işler iyi gitmiyor uzun süredir ve daha da down stair doğrusunda iniyor.
Ciddi kriz ötesi bir kriz yaşıyoruz.
Devalüasyon desek değil, kriz ,kaos desek değil.
Ötesi bir durum aslolan.
Küresel ekonomide hâlâ gerçek değerinin 20 belirsiz katı kağıt var.
Ve finansal krizde bu değeri olmayan kağıtlar arttıkça artıyor.
Bizim çarkları döndüren sıcak para nereden geliyor sanıyorsunuz?
2024 nasıl olur?
Öngörülemiyor....
Ama anlamsız bir iyimserlik vaat ediliyor.
Piyasalar, alım satım gücü destroyer iken hareketlilik yüksek.
Enteresan...
İşin trajikomik tarafı da fatura asla zenginlere çıkmıyor.
Zenginler daha da zenginleşiyor.
Vergiler çalışan sınıfların sırtına yıkılıyor.
Dolaylı vergiler neredeyse gelir vergilerini katlayacak.
Ulusa seslenişlerde neye dayanarak pembe tablolar çiziliyor?
Hadi onların amacı ortada, nasıl inanılıyor?
Fatura kesilen halk, afyon mu kullanıyor diye düşünüyorum bazen.
Sulara ve havaya idrak yok edici madde katılıyor paranoyası yaşıyorum çoğu kez.
Bu egemen kapitalizm hizmetkârları olan sınıfın eziciliği nasıl, nerede son bulacak?
Zamlar Allah'tan değil sevgili okur, inanmayın, şirke girerseniz.
ya da işsiz kesimleri demokrasi masalıyla uyutmaya yetmeyecek kadar ağır...
Kasırga öncesi sessizlik yaşanıyor.
Umarım güzel şeyler yazabilirim artık.
U-mutlu bekleyişler...