Çok yakın bir zamandı ilk kez tanıştığım biriyle birkaç konu tartışmıştık insan kimdir? Yeryüzündeki görevi nedir? Yeryüzünde ilk kez nasıl görünmüştür? Bu konuda benden çok farkı düşünmüştü. Ben insan yalnız doğar, yalnız yaşar ve yalnız ölür demiştim. O tam tersini düşünmüştü. Arkadaş feodal bir yapıdan geliyor, bu yüzden insanın yalnızlığına karşı çıkmıştı. Sık sık bana felsefe yapıyorsun diyordu. Felsefe yapıyorum tabi konuştuğumuz konular felsefi konular insanlık tarihi boyunca bütün filozoflar bu konuların peşine düşmüşler, tartışmışlar, bu konuların verdiği şehvet yüzünden çoğu delirmiş çünkü aradıklarının mükemmelliğini bulamamışlar. Felsefeyi gizemli ve çekici yapan da bu. Felsefenin çekici gelmesi buradan geliyor. Tartışma cinsellik konusuna geldi, bir hanım anlatmıştı, demişti ki üçüncü evliliğimde ancak sevmeyi, sevişmeyi ve mutlu olmayı öğrendim. Çok garipsemiştim hayat öyküsünü anlatınca sonra inandım. Yeni nişanlı bir çift bir kitapçıdan sevişmeyi anlatan bir kitap istiyorlar, kitapçı onlara doğada sevişme isimli bir kitap veriyor. Gençler adama ‘’Sen bizi yanlış anladın biz yatakta sevişmeye ait bir kitap istiyoruz.’’ diyor. Bu konu çok önemli belki de insan yaşamında en önemli konu bizim ülkemizde çok önemsenmiyor. Eğitim sistemimizde bile yeri yok. Oysa ilk öğrenmemiz gerekir. Politikacılar bile konuyu tartışmaya utanıyorlar. Konuyu pislik olarak değerlendirenler bile var. Kadın erkeğe, erkek kadına aktarılarak mutluluk oluşuyor. Başka bir hanım evleneceği adama ‘’İlişkimizin güzel olmasını istiyorsan gün içinde devamlı bana bakmayacaksın sık sık seni seviyorum demeyeceksin ve benimle her gün yatmaya çalışmayacaksın.’’ diyor. Dostumla bu konuda da anlaşamadık, ayrılacağımız zaman dostum hayata dair hiçbir şey bilmediğimi söyledi. Bir filozof, insanları dinleyin, size bildiklerini anlatmalarına yardım edin, buna izin verin ve ölene kadar öğrenci kalın demiş. Evlilik uyumu, cinsellik ve sosyal ilişkiler konusu mutlu bir toplum ve mutlu bireyler olmamızda hayati konulardır. Eğitim sisteminin en çok bu konuya önem vermesi gerekir. İnsanların nişanlılık dönemlerinde utanmadan, korkmadan bir evlilik uzmanına gitmelerinde fayda vardır. Mutlu olmak istiyorlarsa tabi… Seneler önceydi köyde yaşlı bir dadının ağladığına şahit olmuştum. Ellerini dizlerine vuruyor, ağlıyor, ara sıra zılgıt atıyordu. ‘’Ne oldu teyze ne oldu ne derdin var? Hastan falan mı var?” diye sordum. “Yok oğul yok keşke öyle şeyler olsa.” Ya ne dedim, ilk gece geliniyle oğlu olamamışlar, uzun hikâye. Onları bir doktora götürdük heyecanla, doktor ilaç vermişti ertesi gün mutlu oldular. Bu konu yüzlerce eşi öldürdü, yüzlercesi eşini bıraktı, aklını yitirenler olmuştur. Elimden geldikçe çok bilinen her gün konuşulan yıpranmış konuları yazmıyorum. Bir Türk Almanya’da tanıştığı kızla evlenme işlerini tartışıyorlar. Kız adama ondan önce iki kişiyle olduğunu söylüyor, adam kızı istemiyor ama kız dürüst davranıyor. Evlilikte dürüstlük çok önemli. Böyle etkili özlü öyküleri anlatmak hiç kolay değil. Zorluk hikayeyi anlatmada değil, insanların bu öykülere inanmalarını sağlamaktadır.