Halen mi bekleniyor ?

BARBAROS TANTAN

Bir gece ansızın yaşadığımız o büyük travmaya ‘Asrın felaketi’ dedik. Kaybettiğimiz binlerce canın yanı sıra yaşamda savrulduğumuz duygusallığın yarattığı önemli boşluktan çıkarken de oldukça zorlandık.
Takvimlerin 17 Ağustos 1999’u gösterdiğinde, saat 03.02 iken yaşanan ve 45 saniye süren 7.4 şiddetindeki o depremde insanımızı, ekonomik ve sosyal çok sayıda değerimizi kaybettik. Sonrası yaşanan süreçte bazı insani değerlerimizi yitirdiğimizi de gördük, ne yazık ki.
Bu afetin üzerinden 20 yıl geçti dostlar. Ama, Kocaeli’nde halen yıkılmayı bekleyen hasarlı binalar var. 
Pes doğrusu…
Son durumu, AFAD İl Müdürü Salim Tekoğul özetlemiş. Buna gör, Marmara depreminden kalan 1.619 orta hasarlı bina halen yıkım bekliyor.
İyi de neden ?
Tekoğul, nedenini şöyle açıklıyor: ‘’Yasalar yıkımdan başka bir çözüm ortaya koymuyor. Vatandaş ise binasını yıktırmak istemiyor.’’
Yani, sorun hukuki mecrada tıkanıp kalıyor. Oysa şimdiye kadar bu tıkanıklığın aşılmış olması gerekmiyor mu ?
Bilindiği üzere, ilimiz Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde konumlanıyor. Bu yüzden, deprem riskini azaltma çalışmaları çok önemli. Hal böyleyken, kentteki hasarlı binalar konusunun çözüme kavuşturulmamış olması kabul edilebilir değil.
Kaldı ki, hasarlı olmadığı halde gücünü kaybeden bazı binaların zaman içinde kendi kendine yıkıldığını gördük. 
Orta hasarlı görünen bu 1.619 bina ne olacak ?
İlgililer, sorunun çözümünün 6306 sayılı kanunda değişiklik yapılması ya da yorum farkı yaratılması olduğu görüşünde.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eski binaların tümü için kentsel dönüşüm seferberliği başlatmış ve tüm eski binaların dönüşümü devlet politikası haline getirilmişken, Marmara depremini yaşayan ilimizdeki hasarlı binanın halen çözüme kavuşturulamamış olması sorunlu bir tablonun göstergesidir.
Bu nedenle, 6306 sayılı Kanun çıktığında süre dolayısıyla güçlendirme iskanı alamamış binalar için risksiz yapı tespitlerinin çözüm olacağı’ içerikli yanlış tespit yerine yıkmaktan başka çözüm sunmayan kanunları iyi algılamak ve gereğini yapmak lazım:
Binasını yıktırmak istemeyen mülk sahipleri ve yıkım gerçeği ile yüzleşen kurumlar, ortada duran 1619 orta hasarlı bina gerçeğini çözüme kavuşturmak için 6306 sayılı kanunun gereğini, gerektiği gibi yerine getirmelidir.
Kanun,, 6306 sayılı kanun riskli yapılar ile riskli alan ve rezerv yapı alanlarının tespitine, riskli yapıların yıktırılmasına, yapılacak planlamaya, dönüştürmeye tabi tutulacak taşınmazların değerinin tespitine, hak sahibi olacaklarla yapılacak anlaşmaya ve yapılacak yardımlara, yeniden yapılacak yapılara ve kapsam içindeki diğer uygulamalara ilişkin usûl ve esasları belirliyor.
Buna göre, mevcut yıkılması gereken yapılardaki durumu tespit bu kadar zor olmamalıdır.
Kanunun ‘Riskli Yapıların Tespiti, İtirazların Değerlendirilmesi ve Yıkım İşlemleri’ başlıklı üçüncü bölümü ile ‘Değer Tespiti ve Uygulama Alanında Hak Sahipliği’ başlıklı dördüncü bölümünü yeniden yorumlamak gerekiyorsa bu yapılmalı. 
Son olarak;
Söz konusu yıkım bekleyen orta hasarlı binaların hukuki durumu bir an önce çözülerek beklenen yıkımlar gerçekleştirilmeli.
Böylece, bölge insanının yıllar önce bozulan psikolojisinin bir daha tahrip olmasının önü açılmamalıdır. Yeni değerler kaybedilmeden sorun çözümlenmiş olmalıdır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.