ŞİLİ...
2011 yılında gerçekleştirdiğim resmi ziyaretimde Şili’de, başkent Santiago’nun belediye başkanından ve kültür bakanından Atatürk ile ilgili duyduklarım, göğsümü kabartmış ve Türküm derken tekrar ve tekrar gurur duymuştum. TÜRK olmak, hele de ülkenden bu kadar uzakta önemli kılınıyorsa omuzlarımın nasıl kabardığını siz düşünün…
Atatürk’ün bu ülkede örnek alındığını ve herkesin örnek alması için de en özel semtte ve çok özel bir parka Atatürk anıt rölyefini ve altına da yine Atatürk ile ilgili uzun bir açıklama konulduğunu kendilerinden öğrendiğim an, o gün bu anıtı ziyaret etmek en büyük görevim olmuştu.
Verilen adrese heyecan içinde o gün gidip o rölyefi gördüm, olağanüstü güzel bir andı. Sonra parka oturdum insanları seyrettim uzun uzun. Santiago’ya gelen tüm turistlerde Atatürk rölyefinin önünde resim çektiriyor, özellikle Türkler, resim çektirmek için adeta sıraya giriyorlardı.
3,5 x 2 metre ebadındaki çok özel bir taşla kaplanmış duvarın üzerinde Atatürk’ün rölyefi, yanında büyük bir Ayyıldız ve altında bakır harflerle yazılmış açıklama. Bu bakır güzel rölyef caddeden geçen herkesin dikkatini çekiyordu.
Şili’nin başkenti Santiago’da, Apoguinda caddesindeki Novigod Park’ta 1992 yılında yapılmış olan rölyefte, Atatürk’ün portresi ve altında aşağıdaki yazının İspanyolcası vardı.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURUCUSU, ÜLKESİNİN FEDAKÂR VE SADIK HİZMETKÂRI, BENZERİ OLMAYAN, İNSANLIK İDEALİNİN CANLI ÖRNEĞİ. BÜTÜN HAYATINI TÜRK MİLLETİNE ADAMIŞ, MİLLETİNE KENDİ RUHUNU, ATEŞİNİ VERMİŞTİR. HATIRASI VE FİKİRLERİ, MİLLETİNİN RUHUNU ATEŞLİ TUTAN, SÖNMEZ BİR MEŞ'ALE OLARAK YAŞAMAKTADIR.”
Yetkililerin; “Atatürk bizim için çok önemli bir lider. Atatürk’ten başka hiç bir devlet adamının heykeli bulunmuyor bu ülkede” açıklamasını, gururla, evladının başarısını dinleyen anne edasıyla dinledim.. Neden göz pınarlarımdan yaşlar boşaldığını onlar hiç bir zaman anlayamayacaklar. Benim, Şilili kadim dostum Carlos Garcia Quiroga nın "Ne olur gelirken İspanyolca NUTUK getir" demesi ve meslektaşım Rodrigo Alejandro Martìnez Gonzàlez 'in Dolmabahçe Sarayında Atamın gözlerini hayata yumduğu yatağın başında yalnız kalmak istemesi, kendi dininde dua okurken gözlerinden kontrolsüz akan yaşları gördüğüm anı hiç bir zaman anlayamayacağım gibi...
*
30 Ağustos, Türk milleti için büyük bir öneme sahip olan Zafer Bayramı'nın kutlandığı gündür. Bu tarih, 1922 yılında Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesinin en önemli zaferlerinden biri olan Büyük Taarruz ‘un ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin başarıyla sonuçlanmasını simgeler.
30 Ağustos, Türk milletinin bağımsızlık ve egemenlik mücadelesinin dönüm noktasıdır. Bu zafer, Türk milletinin işgalci güçlere karşı kazandığı büyük bir askeri ve moral zaferdir ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına giden yolu açmıştır.
Bu zafer, Türk milletinin birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğinde neler başarabileceğinin en büyük kanıtıdır. Türk milletinin tüm zorluklara rağmen bağımsızlık için gösterdiği kararlılık ve azim, 30 Ağustos ile taçlanmıştır.
30 Ağustos Zaferi, Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri dehasının ve liderliğinin bir sonucudur. Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen bu zafer, Türkiye’nin kaderini değiştirmiştir.
30 Ağustos, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atılmasında önemli bir rol oynamıştır. Bu zafer, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının ardından yeni bir devletin doğuşunu simgeler.
Türk milleti için 30 Ağustos, ulusal bir gurur kaynağıdır. Bu zafer, Türkiye’nin uluslararası alanda saygınlığını artırmış ve Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık idealine olan bağlılığını pekiştirmiştir.
30 Ağustos Zaferi, dünya ülkeleri için çeşitli anlamlar taşır, özellikle bağımsızlık mücadelesi, emperyalizme karşı duruş ve ulusal egemenlik açısından önemli bir örnek teşkil eder.
Bu zafer, Türk milletinin emperyalist güçlere karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinin başarıya ulaşmasının simgesidir. Bu zafer, özellikle sömürge altında yaşayan ve bağımsızlık mücadelesi veren milletler için bir ilham kaynağı olmuştur. Birçok ülke, Türkiye’nin mücadelesini kendi bağımsızlık hareketleri için örnek almıştır.
30 Ağustos Zaferi, ulusal egemenlik ve bağımsızlık kavramlarının uluslararası alanda daha fazla önem kazanmasını sağladı. Bu zafer, devletlerin kendi kaderini tayin etme hakkının altını çizdi ve milletlerin kendi topraklarında özgür ve bağımsız yaşama haklarını güçlendirdi.
Türkiye’nin kazandığı bu zafer, ardından gelen Lozan Antlaşması ile sonuçlanmış ve Türkiye’nin bağımsızlığı uluslararası alanda tanınmıştır. Bu durum, diplomasi yoluyla uluslararası sorunların çözümünde bir örnek teşkil etmiştir. 30 Ağustos, savaş sonrası barışın tesis edilmesinde diplomasinin rolünü de gözler önüne sermiştir.
30 Ağustos Zaferi, askeri açıdan da dünya genelinde dikkat çekmiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde yürütülen askeri harekât, başarılı bir strateji ve taktiksel zekâ örneği olarak birçok askeri akademide incelenmiş ve öğretilmiştir. Bu zafer, savaşta doğru liderlik ve stratejinin önemini göstermiştir.
Türkiye’nin elde ettiği bu zafer, bir imparatorluğun yıkıntıları üzerine modern bir ulus devletin kurulabileceğini gösterdi. Bu, özellikle Birinci Dünya Savaşı sonrasında yeni ulus-devletlerin ortaya çıkmasına ilham veren bir örnek oldu. Türkiye'nin bağımsızlığı, diğer milletlerin de kendi bağımsızlıklarını ilan etmelerine ve modern devletler kurmalarına örnek teşkil etti.
Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesi ve 30 Ağustos Zaferi, Asya, Afrika ve Orta Doğu’daki birçok ulusal kurtuluş hareketine ilham vermiştir. Türkiye’nin başarıyla gerçekleştirdiği bağımsızlık mücadelesi, diğer ülkeler için bir motivasyon kaynağı olmuştur.
Türkiye’nin bu zaferi, küresel güç dengelerinde de önemli bir değişiklik yaratmıştır. Emperyalist devletlerin planlarını altüst eden bu zafer, dünya üzerindeki diğer güç dengeleri üzerinde de etkili olmuştur. Türkiye’nin bağımsız bir devlet olarak uluslararası arenada yerini alması, küresel siyasetin şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Sonuç olarak, 30 Ağustos Zaferi, dünya ülkeleri için uluslararası barış ve diplomasi açısından da önemli dersler sunmuştur.
*
Atatürk, dünya için birçok açıdan önemli bir liderdir. Onun liderliği, sadece Türkiye için değil, dünya genelinde de kalıcı etkiler yaratmış ve birçok uluslararası konuda ilham kaynağı olmuştur.
Atatürk, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkıntıları üzerinde modern bir Türkiye Cumhuriyeti inşa etti. Onun gerçekleştirdiği köklü reformlar, sadece Türkiye’yi değil, diğer ülkeleri de etkiledi. Batı'da ve diğer gelişmekte olan ülkelerde modernizasyon sürecine ilham verdi.
Atatürk, laik bir devlet yapısı kurdu. Bu, birçok ülkede dinî etkiler altında olan yönetimlerin modernleşme yolunda attığı adımlara örnek oldu. Ayrıca, cumhuriyet yönetimi ve demokrasiye olan bağlılığı, birçok ülkenin kendi yönetim sistemlerini yeniden gözden geçirmesine neden oldu.
Atatürk, Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesini başarıyla yürüttü ve emperyalist güçlere karşı zafer kazandı. Bu başarı, sömürgecilikten kurtulmaya çalışan diğer uluslara örnek oldu. Asya, Afrika ve Orta Doğu’daki bağımsızlık hareketlerine ilham verdi ve onların da kendi kaderlerini tayin etme çabalarını destekledi.
Atatürk, "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesiyle barışa olan bağlılığını vurguladı. Bu ilke, uluslararası ilişkilerde bir rehber olarak kabul edildi ve Türkiye’nin barışçıl dış politikasına yön verdi.
Atatürk, bilimin ve eğitimin ilerlemenin temeli olduğuna inanıyordu. Bu nedenle, eğitime ve bilimsel araştırmalara büyük önem verdi. Bu yaklaşım, birçok ülkenin eğitim sistemlerini geliştirmelerine ilham kaynağı oldu.
Atatürk, kadın hakları konusunda da önemli adımlar attı. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan ilk liderlerden biri oldu ve kadınların toplumsal hayatta daha fazla yer almasını sağladı.
Atatürk, Türk dilini modernleştirmek ve kültürel mirası korumak için önemli reformlar gerçekleştirdi. Türk alfabesinin Latin alfabesiyle değiştirilmesi ve kültürel mirasın yeniden canlandırılması, diğer ülkelerdeki dil ve kültür reformlarına ilham verdi.
Atatürk, dünya liderleri arasında daima saygın bir yerdeydi. Onun bağımsızlık, modernizasyon ve barış konusundaki kararlı duruşu, uluslararası arenada Türkiye'yi güçlü ve saygın bir devlet haline getirdi. Atatürk’ün diplomasiye verdiği önem, Türkiye’nin dünya siyaseti üzerindeki etkisini artırdı.
Atatürk'ün bıraktığı miras, sadece kendi dönemiyle sınırlı kalmamış, 100 yıl sonra, bugüne kadar etkisini sürdürmüştür. Onun kararlı prensipleri, modern Türkiye’nin temellerini oluşturmuş ve dünya genelinde özgürlük, demokrasi ve laiklik gibi evrensel değerlerin yayılmasına katkıda bulunmuştur.
Atatürk, dünya genelinde birçok lider ve halk tarafından örnek alınan bir figür olarak, uluslararası alanda barış, özgürlük ve modernleşmenin simgesi haline gelmiştir. Bu nedenlerle, Atatürk sadece Türkiye’nin değil, dünya tarihinin de en önemli liderlerinden biri olarak kabul edilir.
SONSÖZ:
Zafer Bayramı,
Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ULUSAL bayramıdır. Her yıl 30 Ağustos günü kutlanır. Zafer Bayramı, 1922 yılında 26 Ağustos'ta başlayıp, 30 Ağustos'ta Dumlupınar'da Mustafa Kemal'in başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi'ni (Büyük Taarruz) anmak için kutladığımız MİLLİ bayramımızdır.
102. Yılımız KUTLU OLSUN…