Yaklaşık 4 yıldır Karadeniz’e gitmemiştim.
Ani bir karar aldım, geçtiğimiz Cumartesi akşamı iki yeğenimle birlikte, saat 01:00’de kendi aracımızla yola koyulduk.
Sabaha karşı Samsun’a indik.
Sahile indiğimizde Karadeniz’in tüm doğallığı bize kucaklarını açmıştı.
Sahildeki ilçelerden Çarşamba Terme, Ünye, Fatsa derken Perşembe de doğa harikası bir tesiste kahvaltımızı yaptık.
Karadeniz sahil yolu insanların ulaşımını kolaylaştırmıştı ancak yerleşim alanlarını denizden bağlarını koparmıştı.
Yol boyunca hep düşündüm; bir şeyleri yaparken doğayı nasıl mahvediyoruz?
Ordu’da teleferik sistemi insanların dağların tepesine taşıyor.
Giresun olabildiğince hızlı büyümüştü.
Trabzon’a Pazar günü saat 15:00’de indik.
Şehrin içerisinde zaman geçirmeden Maçka’ya çıktık.
Doğup, büyüdüğüm, gençliğimin geçtiği yerlere gelmiştim.
Eski anılarımı aradım. Ne ben o eski İsmail’dim, ne de doğduğum şehir eski günlerinde değildi.
Aradığım bir çok şey yoktu.
Pazartesi günü sabah erkenden kalktım, kendimi doğanın tüm güzellikleri arasında buldum.
Sabah yürüyüşü, kahvaltı derken, duman dağlara çökmeden, yağmur yağmadan yaylaya çıktık.
Güneşin altında üşümeye başladım.
İyi ki hazırlıklı gitmişim. Montumu giyindim, herkesin evinde sobalar yanıyordu.
Bir ara yağmur yağmaya başladı. Isı 12 dereceye kadar düştü.
Yeniden yola koyulduk.
Hes’ler için tahrip edilen ormanları, dereleri görünce yüreğim burkuldu.
Salı günü Hopa’ya gitmek için yola koyuldum.
Karadeniz’in en doğu noktasına kadar gittim.
Her şey mükemmeldi!..
Sadece insanlar, yaşadıkları doğal ortamın farkında bile değildi.
Çarşamba günü sabah erkenden Gürcistan’ın Batum şehrine gitmek üzere yola çıktık.
Gümrük’ten geçmek yarım saatimizi aldı.
Batum’a doğru ilerledik, gördüğüm manzara beni büyüledi.
Son derce düzenli ve planlı bir şehirle karşılaştım.
Opera ve sanat merkezleri, denizin tadını çıkartan, yoksul ama yaşama dört elle sarılan insanlar gördüm.
Para değerleri bizden iyi durumda.
Bizim 1 liramız onların 80 kuruşu.
Çok ucuz bir ülke.
Tarım ve turizm dışında gelirleri yok.
Eğitimli bir toplum….
Bulvarlarına, caddelerine hayran kaldım.
Çok katlı binalara estetik verilmiş, betonlaşma görmedim.
Hiçbir yerde dar sokaklarla karşılaşmadım.
Her şey insan için planlanmış.
Gelecek için planlanmış bir turizm şehri olmaya aday!...
Güzel bir hafta geçirdim.
Karadeniz güzel ancak turizm için hiçbir girişim yok!..
Dereler kurumuş, ormanlık alanlar yok olmaya yüz tutmuş.
Buna rağmen gidip gezmeye değer!...
Tarih, doğa her şey iç içe geçmiş durumda....