Günü gelecek, o dolgulara siz gömüleceksiniz (2)

 

 

Kocaeli Sanayi Odası (KSO) Yönetim Kurulu Başkanı, İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı,TOBB Genel Kurul Delegesi, DEİK Türk-Avusturalya İş Konseyi Başkanı ve DEİK Türk-Yeni Zelanda iş Konseyi Başkan Yardımcısı, Türk-Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası (TACCI) Yönetim Kurulu Üyesi, ICC / WCF Dünya Odalar Federasyonu Genel Konsey Üyesi ve B-20 kapsamında Türkiye Yolsuzlukla Mücadele Çalışma Grubu Başkanlığı yapan Ayhan Zeytinoğlu’nun, Derince Limanı’na dolgu yapılmasının zorunluluk olduğuna ilişkin düşüncelerini ele almayı sürdüreceğim.

Dedim ya, İzmit Körfez’i, zat-ı şahanelerinin babasının malı. İstedikleri gibi doldurup limana ya da başka bir işletmeye peşkeş çekilmesinde sakınca yok.

Doğanın dengesi, İzmit Körfezi’nin kente sağladığı ekolojik katkının ekonomi karşısında lafı mı olurmuş…

Zat-ı şahaneleri diyor ki;

‘’Derince’de ÇED çalışması yapılmaması bence bir eksiklik. Ama ihalede bu şart varsa biz ihaleye uymalıyız. Ben ülkemi düşünüyorum, devletimi düşünüyorum. Yarın öbür gün bir başka yatırımcı gelecektir. Derince Limanı'nın tamamlanması esnasında da  biz Demiryolları ile Genel Müdürlük ile görüşüyoruz. Burada iki şerit hızlı tren var, bir şerit de banliyö treni var. Banliyö hattı yük taşımaya çok elverişli değil. Kocaeli limanlarında 1.5 veya 2 milyon ton trenle taşınabiliyor. Bu rakam 30'a, 40'a çıkması lazım. Bunun da yapılabilmesi için Kocaeli sınırından, Pendik'ten bu yana 4. bir hattın Köseköy'e kadar getirilmesi lazım. Körfez'in kuzeyinde 35 tane limanımız var, onların birinci önceliği demiryolu bağlantıları olmalı. Sadece Derince'de değil belki Dilovası, Derince, Körfez ve Hereke'de ayrı bir grup yapılır. Bunlar da gruplara ayrılıp ana artere bağlanabilir. Böylece, Kocaeli halkı da TIR trafiğinden kurtarılır. Ve daha da önemlisi, limanlar veyahut sanayici ürünlerini daha az maliyetle taşır, bu da rekabet gücümüzü artırır.’’

Öyle ya, 2015 yılında Kocaeli’nin ihracat geliri olan 49 milyar liranın 20 milyarı, mevcut limanlardan elde edilmiş. Bundan vazgeçilebilir mi ?

Hem, bu gelirlerin yüzde 5'i Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bütçesine dönerken…

‘’Kocaeli gibi bir rıhtımınız var ama büyük gemi yanaşamıyorsa bir işe yaramaz. Gerçekleri görmememiz lazım. Dolguya karşı çıkabilirsiniz. Dersiniz ki; dolguyu şu şu şu şartlarda yapacaksınız. Derince Limanı'nın mutlaka otoyol bağlantıları iyi yapılmalı. TIR’ların parklanma yerleri iyi yapılmalı. Yani iş ben yaptım oldu şeklinde değil, planlı yapılması lazım ki Büyükşehir Belediyesi bu konuda çok bilgili ve etkin çalışmalar yaptı diye düşünüyorum. Dolayısıyla eğer biz planlarımızı iyi yaparsak, Kocaeli'de sanayiye ve limanlara karşı bir olumsuz bakış var. Aslında halk haklı. Adam diyor ki; gelip TIR’ını benim dükkanımın önüne koyuyor. Haklı değil mi? Evinin önünde TIR var. Sen şimdi bundan sıkıntı duyarsın. Bunları organize etmemiz lazım. Yoksa kimse ticarete, sanayiye karşı değil bence.’’

Halkın tercihinin, mevcut limanların kapasitelerinin artırılması yönünde olduğunu, yeni liman yapımının istenmediğini ifade eden Zeytinoğlu, Derince Limanı civarında yeni dolgu alanı kazanılmasının zorunluluk olduğu tezini de, bu değerlendirmeyle çakıştırıp, haklılığını kanıtlamaya çalışıyor.

Ve, sonunda diyor ki;

‘’Evet, burada bizim de eksikliklerimiz var. Derdimizi anlatamadığımıza inanıyorum. Planlamayı iyi yapsaydık, ne bileyim işte demir yolu ile yüklerin bir kısmını taşısan halkın problemi olmayacaktı. Onun için demiryoluna çok önem veriyoruz. Bir de maliyeti çok azaltıyor.’’

Eh, bi zahmet iyi planlama yapın,

Bi zahmet derdinizi anlatmayı becerin,

Ve bi zahmet halkın malı olan toprakların üzerine bedelsiz oturmaktan vazgeçin de, bedelini ödediğiniz üretim alanları yaratın, ülkenize biraz da böyle artı değer oluşturun.

Maliyeti yüksek mi oluyor ?

Eh, o kadarına katlanın, sömürü çarkınızı büyütmenizin maliyeti olduğunu unutmayın. Yoksa, günü gelecek, o dolgulara siz gömüleceksiniz…