CHP Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş yazılı bir açıklama yaparak, CHP politikalarını eleştiren muhaliflere sert tepki gösterdi. Güneş; “CHP, 19 Nisan’da açıkladığı seçim bildirgesiyle büyük bir kampanya başlattı. Temel olarak yoksul kesimlere yapılacak yardımlara vurgu yapan bu kampanya çok önemli.” Dedi.
CHP Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş; “Ancak CHP’nin bildirgesi hayli yankı bulunca, AKP yetkilileri nefes almadan saldırmaya başladı. Aslında bu CHP açısından sevindirici, çünkü CHP gündemi belirlemiş oldu. Zaten CHP görsel aksiyonlardan, fikirlere geçtikçe oy oranı yükselecektir. Gerçi AKP hükümetleri de telafi politikalarını yürütüyor ama hem düzeyi sınırlı, hem de bir vatandaşlık hakkı ya da bir devlet görevi olarak yapılmıyor. Sadaka gibi dağıtılıyor. Hükümet CHP vaatlerini hayalci olarak niteliyor. Vaatler milli gelir içinde azami yüzde 3,5 kadar bir kaynak gerektiriyor. Bunun da yüzde 2,6’sı Aile Sigortası. Aslına bakılırsa, kamu harcamalarının milli gelirin yüzde 25’ini oluşturduğu düşünülürse (ki bu yetersizdir), çok ciddi bir bütçe açığı yok ise, hele ekonomik büyüme yetersizse, bu tür ek harcamalar makroekonomik açından bir gerekliliktir! Diğer bir deyimle, bu tür kamu harcamaları makroekonomik açıdan yararlıdır. “ dedi.
Güneş; “Ekonomik büyüme yüzde 3’ten 6’ya çıkacaksa ve bu farkın bir kısmı haliyle mevcut vergiler yoluyla Hazineye geleceğine göre kaynağın bir kısmı büyümeden sağlanacaktır. Kaldı ki, bütçe içinde de ciddi bir oluşum revizyonuna gerek vardır. Mevcut bütçe içinde bu kaynak sağlanabilir. Bu arada tasarruf da yapılmış olur. Örneğin bütçeden saray yapılacağı yerde yoksulla dağıtılmış olur. Bir süre önce Maliye Bakanı Şimşek “böyle giderse, 2017 yılında bütçe fazla verecek” demişti. Bu da olumlu bir şey olmayacağına göre, artan harcamalar bütçeyi dengeye oturtacak demektir. Nihayet, yoksula dağıtılan bu paralar yine vergiler yoluyla geri gelmeyecek mi? Kısacası, eleştirilerin haklı yanı yok. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde siyasetçi bir vaatte bulunduğunda önce kaynağı tartışılmaz. Vaadin yerinde olup olmadığı, gerekli olup olmadığı önce tartışılır. Yoksulluk var mı? Var! İhtiyaç var mı? Var! O zaman neyi tartışıyoruz? Kalp krizi geçiren bir hastaya verilecek ilaca paranın olmadığı tartışılır mı? Bu bir gerekliliktir! Elbette alınacaktır. Parasını tartışmak ekonomik olmadığı gibi, ahlaki de değildir.” Dedi.