Toplumu travmatik boyutta etkileyen olayların bireysel olarak depresyon ve karamsarlığı beraberinde getirebileceğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, “Sürekli olarak olumsuz içeriklere maruz kalmak, insanların geleceğe dair karamsar bir bakış açısı geliştirmesine yol açar. Bireyler, sürekli bir kötü olay bekleme eğilimi içine girer ve hayatın genel anlamda olumsuz olduğuna dair bir inanç geliştirebilir. Bu durum zamanla depresif belirtilerinin artmasına neden olabilir.” şeklinde konuştu.
KRONİK STRES VE UYKU SORUNLARI GELİŞEBİLİR
Sürekli kötü haberlere maruz kalmanın bireylerde kronik bir strese ve bu stresi yönetememeye yol açabileceğine vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kişi olayları kontrol edemediğini hissettiğinde yoğun bir kaygı yaşar. Özellikle çözüme kavuşmamış durumlar ve felaket haberleri, bireylerde sürekli bir endişe hali yaratır.
Sürekli endişe, özellikle geceleri zihnin durulmasını zorlaştırarak uyku sorunlarına yol açabilir. Uykuya dalmakta güçlük, uykudan sebepsiz yere uyanma ya da sürekli kabus görme uyku sorunlarının başında gelir. Yetersiz uyku, psikolojik sağlamlığı zayıflatır ve bu da günlük yaşamda konsantrasyon gibi bilişsel sağlamlık gerektiren alanlarda zorlanma ile performans düşüşüne yol açabilir.”
OLUMSUZ HABERLER GÜVENLİK DUYGUSUNUN AZALMASINA NEDEN OLABİLİR
Tekrarlayan olumsuz haberlere maruz kalmanın bağışıklık sistemini de etkilediğini aktaran Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, “Stres, vücudun fizyolojik işleyişini olumsuz etkileyen bir dizi hormonal ve biyokimyasal değişikliğe yol açar. Uzun süreli stres, vücudun ‘savaş ya da kaç’ sistemini tetikleyen kortizol ve adrenalin gibi stres hormonlarının salınımını artırır. Bu hormonlar temelde kişiyi tehlikelerden korumaya yarasa da sürekli olarak yüksek seviyelerde bulunmaları bağışıklık sistemini baskılayıp hastalıkların önünü açar.” dedi.
Felaketler, şiddet olayları ve kriz haberlerinin, bireylerde güvenlik duygusunun azalmasıyla sonuçlanabileceğine de değinen Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, bu durumun, insanların günlük yaşamlarında bulundukları çevreye karşı korku geliştirmesine ve tehlikede hissetmelerine neden olabileceğini, bireylerin sosyal ilişkilerini ve günlük aktivitelerini sınırlamalarına yol açabileceğini söyledi.
DUYGUSAL TEPKİSİZLİK DE BİR BELİRTİ
Maruz kalınan travmatik haberlere verilen tepkilerin kişiden kişiye göre değişebildiğini hatırlatan Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, “Bazı kişilerde aşırı uyarılmış ve tedirgin bir ruh halinin tersine genel bir uyuşma, hareketsizlik, dalgınlık, duygusal tepkisizlik ve kayıtsızlık gözlenebilir.” dedi.
Gündemi takip ederken psikolojik sağlığımızı da korumamız gerektiğinin altını çizen Uzman Klinik Psikolog İpek Erol sözlerini şöyle tamamladı:
“Olumsuz etkilerden korunmak için haber takibini güvenilir kaynaklardan yapmak, kendine zaman ayırmak, güvendiğimiz kişilerle etkileşim içinde olmak, stresle baş etme tekniklerini kullanmak alınabilecek önlemlerdendir. Olumsuz etkiler hissediliyorsa ve bahsettiğim belirtilerin birkaç tanesi mevcutsa profesyonel destek alınması önerilir.”