GÜNDEM, DÜŞÜNCE, İFADE!

Cengiz Akgün

Kendi içinde bu kadar hızlı ve yoğun gündem yaşayan başkaca bir ülke var mı acaba?

Her gün, her saat ve dakika bir başka gündemle ülke meşgul ediliyor.

Ve o arada gerçek sorunlar arka plana itiliyor, unutturuluyor, gözden kaçırılıyor.

Yapay gündem üretenler öyle istiyor!

Türkiye enerjisini geleceğine dair çalışmalara, çözümlere dönük harcamıyor.

Kendi içinde kutuplaşma, ayrışmaya dair bir kavga sürüp gidiyor.

Siyasetin ve koltuğun hükümranlığı sayesinde ülke olarak bir türlü önümüze bakamıyoruz.

Son birkaç gündür yaşananlar her şeyi anlatmaya yetiyor.

CHP Gençlik Kolları Başkanının ifadeye götürülmesi, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında soruşturma, Ümit Özdağ’ın tutuklanması sıradan ve de basite alınacak şeyler değil.

Tüm bunlar toplum nezdinde hem kaygı hem de korkuya neden oluyor.

Sokaktaki insan yaşananlar ve ülke sorunları üzerine birkaç kelime etmekten adeta çekinir oldu.

‘’Neme lazım şimdi durup dururken başımı belaya sokmayayım…’’endişesi taşıyor.

Haksızda değiller!

Siyasal iktidara olumsuz tavır içinde karşıt olmanın bir bedeli var!

Tüm bunların nedenleri ve niçinleri ise ülkemizde demokrasi, ifade özgürlüğü ve insan haklarının durumuyla yakından ilintilidir.

Tehdit, hakaret ve kışkırtıcı söylemler içermediği sürece herkes düşüncelerini ifade edebilir.

Anayasa şöyle diyor:

‘’ Anayasanın 26. maddesinin 1. fıkrasına göre “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar…’’

Teoride yazmasına karşın pratikte uygulamak zor!

Eleştiri kültürünün olgunlaşıp olağanlaşamadığı ülkemizde, bir şeyleri ifade etmek ve onu pratikte anayasal hak olarak kullanmakta kolay iş değil.

Hep yazıyorum, gelişmiş demokrasilerde ifade özgürlüğü mutlak ve önlenemez bireysel ve toplumsal haktır.

ABD veya AB ülkelerinde devlet başkanına, başbakana, bakana veya bir bürokrata eleştiri kolayca yapılır.

Nedeni şu ki o ülkelerdeki insanlar eleştiri sonrası başına kötü bir şey gelmeyeceğini, gözaltına alınamayacağını, tutuklanmayacağını falan bilir.

Bizim ülkemizde de demokrasi çıtası yukarıya taşınmalı, ifade ve düşünce özgürlüğünün önüne set çekilmemeli.

Bu ülke böyle kıytırık bir demokrasiyi hak etmiyor!

Ne güzel demiş Aşık Mahsuni:

‘‘Ben de bir insanoğluyum

Bırak beni konuşayım

Bir başım bir beynim vardır

Bırak beni konuşayım

Yine sana danışayım…’’