İster bir bilim adamı olsun, ister edebiyatçı, isterse dünyanın en ünlü bir yazarı olsun işine gündelik hayatın işleyişiyle başlar. Köylü tarla tapanına, işçi tezgahına, ev hanımı evinin işlerine işleyişiyle başlar. Gündelik yaşam herkesi içine çeker hayatın en küçük birimi gündelik hayattır. Bir gün doğdum bir dün öleceğim dediğimiz zaman gündelik hayatın, yaşamın içindeki öneminiz anlatmış oluruz. Okuduğumuz romanları yazan yazarları, roman kahramanlarını ve roman konularını gündelik hayatın içinden seçerler… hayatımız boyunca bizi etkisi altına alan bazı yaşadıklarımız gündelik hayatın çalkantıları, acıları içinden çıkan olaylardır…. Sofokles yüz yıllık hayatını yaşadığı ve tüm hayatını etkileyen bir tek günler açıklar. Meraklı bir grup kadın bir gün yakaladıkları Sofokles’e cinselliğinin bitip bitmediğini sorarlar: o da üzgün bir dille ‘evet o zalim efendiden kurtuldum özgürüm şimdi’ der…
Cinsellik konusunda diğer konular gibi gündelik hayatımızın çok hassas konularından bir konu cinsel duygularımız bir gün başladığı gibi hayatın içindeki günlerin birinde bitiyor. Sofokles’in doksanında bitmiş. Cinsellik denince hemen Freud’u hatırlarız. Freud’a içimizde olan ama çoğumuzun farkında olmadığımız eğilimleri, fikirleri ve duyguları keşfeden cinsellik konusunda çok önemli bir bilim adamıdır. Üstat cinselliğimizin bastırılmasının üzerimizde yaptığı psikolojik baskıyı açığa çıkarmıştır ve sağlıklı bir cinselliğin yollarını göstermiştir. İnsan hayatının en temel faktörü olan cinselliğin gerici çevrelerin (pis) diye değerlendirmelerinin altında yatan yanlışlığı da ortaya çıkarmıştır…
Freud bazı kimselerin yanlış bildiği gibi ilerici devrimci biri değildir. Liberal ve tutucu biridir geliştirdiği teori devrimcidir ve ilericidir. Cinsellik konusu tüm canlıların en hassas ve saklı gizemli konusudur(özellikle insanın) 70, 80’nine gelmiş sağlıklı bir biçimde cinselliğini yaşayamamış ama hala yaşayabileceğine inanan öyle çok insan var ki bu insanları anlamaya çalışıyorum çünkü çok büyük acılar çektiklerini biliyorum. Ülkemizde bu konuyla ilgili bir sürü cinayetler işleniyor.Kadın tacizlerinin altında yatan en önemli neden cinselliğin sağlıklı yaşamadığındandır .Ülkemizdeki cahillik en çok bu konuda kendini göstermektedir.Bu konudan dolayı on binlerce kadın öldürülmüş yüzlerce boşanma yaşanmıştır. Cinsellik den hiç haberi olmayan ismini bile bilmeyen öyle çok erkek evlendiği kıza sen kız değilsin demiş ya öldürmüş yada boşanmıştır,aşağılamışlardır.
Bir insan ne kadar zeki olursa olsun,duyarlılığı ve cinsellik hakkında bilgisi yoksa,evliliğin de zekası hiçbir işe yaramaz.Cinsellik bilgisi eğitime eğitimle birlikte alınabilirse sağlıklı olabilir.Gelişmiş ülkelerin hassasiyette önem erdiklerini biliyoruz. Bölgemizin birinde bir okul öğrencisi annesine neden babamla son haftada iki üç defa yıkanırken bana bir defa banyo yaptırıyorsun diye sorar çocuk. Bu konuyu o çocuğa anlatamazsınız hiç kimsenin bu konuda çocuğa terbiyesiz deyip olayı geçiştirme hakkı verilmemiştir. Annesi başka bir kadından çocuğunu bilgilendirmesini ister…?
Çocukluğum,gençliğim Ardahan’da köylülerimin arasında geçti inancımı dünyaya bakışımı fikirlerimi bu köyde edindim hayatımın tamamı ve şuan sözünü ettiğim cinsellik konusunu bile duymamıştım yirmi yaşında evlendim evlendiğimde çobandım ve bu tür konulardan söz etmek çok ayıp sayılıyordu gerçi yine ayıp sayılıyor ya… Babaannem bir gün kurtların ağzını bağlayan bir adamdan söz etmişti ineği koyunu yılanlar kurtlar parçalamasın diye o ürüncü adama gider kurtların ağızlarını bağlatmışlar…Şimdi de insanlar teli bacıya gidiyorlar. Bu aslında bu ülkede hala kadınlara şeytan diyenler var. Gülmeyi ve hamile sokağa çıkmayı ayıp sayanlar var büyük büyük ülkeyi idare etmeye çalışan adamlar… Sebebi hikmeti beyinlerinde yazar Dursun Akçam bir köylü ile barış gönüllüsünü konuşturur adam köylüye“ Burada bir kadın kaç çocuk doğurur ? ” Köylü ; “Kadının damızlığa,erkeğin tohumuna bağlı beş,on,on beş.” Adam sorar ; “ hepsi yaşar mı ?” Köylü ; “Yarısı kırılır…”