Senin acemiliklerini seviyorum. Acemiliklerinde yakalandığın anda yanakların kızarıyor. Kızarık yanakla dolaşmak sana yakışmasa da cinslerinin arasında bu aykırılıklar seni ayrıcalıklı kılıyor...
Aykırı olan her şeyi seviyorum.Sıradanlıklar heyecan vermiyor bana...Aynı davranışları örnekleyen, aynı şarkıyı söyleyen, aynı çorbayı içen, kısaca kopyalanmış yaşam senin olsun...
Ben başkalıklardaki aykırılığı ve sevdayı seviyorum...
Yaşamımda ülkemin bereketli topraklarına binlerce fidan diktim.
Fidanlar boy verdi, soy verdi, dallarında binlerce gül verdi. Bu
güllerimin bazıları meyveye duramadan, güneşin yalancı sevdalarına kanıp; yok olup gitti...Geriye kalan güllerim aykırıydı.
Yaşama tutunabilmek kavgasının koşullarını ve gizini aykırılıklarına
gizledi.Doğanın hiçbir zoru dalından koparamadı onları...Meyveye kestiler yarınlarını.Ülkemin insanlarına can verdiler, kan verdiler,
tat verdiler.İşe yaramanın onurunu paylaştılar.Diğer güllere inat,
tohumlarını toprağa bırakarak yeniden yaşamak adına sevdalara
düştüler...
Yaşarken deli, ölünce akıllı oldukları söylenir aykırı güllerimin...
Hoyratlığın, unutkanlığın, nankörlüğün ve kıskançlığın çamuruna belenmek istenir aykırı güllerim...
Gül olmayı becerememiş deve dikenleri kıskanır aykırı güllerimi.
Ömründe bahçe görmeyen, bahçeden ve gül yetiştirmekten ne anlar? Gül görmemiş ki; aykırılığı anlayabilsin. Eline gül dolu bahçe
teslim et, baba malı sanıp üzerine gecekondu yapmaya kalkar...
Balkon gülleriyle günaydın deyip beni kandırmaya çalışma.
Gecem yine uykusuz geçti.Yaşadığım kentin bütün meydanlarına
ve sizlere gece boyu aykırı güllerimin adını bağırdım.Bilmem
duydunuz mu?
Bu dünyada gül yetiştiren sadece ben değilim elbette.Zaman zaman Karabey Amcanın güllerini özlüyorum.
Özlemek sevmek değil elbette.Sıradandı Karabey Amcanın gülleri.
Benim güllerim aykırı ...Benim gibi...
Hoyrat ellere düşseler de aykırı güllerim, kimse zarar veremez onlara...Çünkü; aykırı güllerim direnmeyi çok iyi bilirler