Toprak,arzularının ateşine düşmüş kısrak gibi kıvranıp duruyor.Sürülmek,çapalanmak,eşilmek,yeşillenmek,gelin olmak istiyor...Kollarını açmış bizleri bekliyor.Anaçlığın ve üretkenliğinin doruk noktasında rahmine tohum düşürmek istiyor...Toprak istiyor
bizler seyrediyoruz.Sadık yarimiz toprağa sırtımızı dönüyor,hovardalıklar içinde umarsızca yaşamaya devam ediyoruz...Bu yaşam bizleri yavaş yavaş yoksuluğa doğru sürüklüyor...
Ülke severlik konusunda hiç kimseye söz bırakmıyoruz ama;çölleşen toprakların oluşma nedeni olduğumuz da bir gerçek.
Hangi görevde olursak olalım,imza atmak,kafa sallamak,ceket düğmelemek akıllı telefonlarda geyik muhabbetlerine katılmak,
demli çaylar,okkalı kahveler,sigara dumanları arasında bürokratik
yaşamın tadını çıkaralım!
Odamızın içindeki bir-iki saksı,saksıyla gelen yeşil tesellisi...Yapma
çiçeklerin iç sıkıcı sahte güzelliği...Yeşil sever görevdaşım bu akşam evine giderken eşine gül almayı unutma!
Yeşillik huzur,huzur ağaç demektir.Binlerce dönüm vatan toprağını
erozyona veririz de tehlikenin farkına varamayız...
Bizler ulus olarak duygularımızla yaşamayı severiz.Bizi diğer uluslardan ayıran bu duygusal yönümüzdür.
Şiirlerimizin,öykülerimizin,romanlarımızın çoğunda ağaç sevgisi yeşermiştir.Ama bu ağaç sevgisi dal salamamıştır.
''Evlerinin önü incir ağacı
Doktor bulamadı bana ilacı.''
''Cevizin yaprağı dal arasında
Güzeli severler bağ arasında.''
''Yine yeşillendi fındık dalları
Acep ne olacak yarin halları.''
''Gül ağacı değilem
Her gelene eğilem.''
''Ceviz oynamaya geldim odana
Nişanlın bu mu derler adama.''
Bayramlarda salıncak kurduğum çınar ağaçlarımı geri verin!
İhtiyar ceviz ağacımı geri verin!
Çamlarım olmadan hain pusuda,kan uykularda vurulurum.Çamlarımı geri verin ömrüm uzun olsun...
Ağaçları kesenler haindir...Ağaçlar bir ülkenin gençleridir...
Bu ülkenin gençlerini öldürmeyelim..