GÜÇ SAHİBİNİ ZEHİRLER!

Cengiz Akgün

İktidar, eldeki sınırsız ve muazzam güç sayesinde bir süre sonra sahiplerini zehirler.

Bu hep böyle olmuştur.

Güç sahipleri toplumu değil kendi geleceklerini ve koltuklarını ön plana alır ve ona göre davranır.

Tabi bu arada iktidarına destek verenlerde bir şekilde ihya edilir!

Öncelerde ayrımsız herkese gösterilen iyi niyet ve hoşgörünün yerini sonrasında baskı ve zulüm alır.

Benden olan ve olmayan, benim gibi yaşayan ve yaşamayan diye halk ikiye bölünür.

İÖ 3-4 bin yıllarında da bu böyleydi.

Mısır’da Firavunlar hem gerçek yaşamda hem de öldükten sonra kendisi, ailesi adına devlet olanaklarını sınırsızca kullanırdı.

Yapımı 20 yılı bulan, binlerce insanın bir parça tahıl için ölümüne çalıştırıldığı Piramitler bu amaçla yaptırılmıştı.

Ne var ki milyonlarca tonluk taşların içinde yer alan firavunun hazinelerle dolu mezarları sonraki yıllarda soyulup yağmalandı.

Mitlere göre tanrılar tarafından korunduğu söylenen firavunların cesetleri çalınmaktan, yok edilmekten kurtulamadı.

Gerçekte insan yediden yetmişe canlı olarak sonu ölümle biten bir yaşama sahiptir.

Firavun, kral, padişahta olsan bir gün ölüp gidiyorsun.

Geride bıraktıkların artık senin değil.

Saray, para, hazine, arazi, lüks yaşam hepsi geride kalıyor.

O andan itibaren fiziken olmadığın evrede güç ve iktidar sahibi olarak yaptıklarınla anılmaya başlıyorsun.

Hepsi o kadar.

Ancak güç sahiplerince yoksulların yaşadığı zor hayatı dizginlemenin tek yolu yoksulların öldükten sonra cennete gideceği savıydı.

Mısırlılar, Asurlular, Hititler, Sümerler, eski Yunan ve Roma gibi antik çağ devletlerinde bu böyleydi.

Yoksullar kralların ve taht sahiplerinin rahat ve zenginlik içinde yaşaması için olmazsa olmazdı.

Onlar sayesinde ordular oluşur ve savaşlar yapılır, ülkeler ele geçirilir, ganimetler elde edilirdi.

Büyük tarım arazilerinde, bağlarda, bahçelerde, hayvan sürülerinin yetiştirilmesinde sürekli yoksullar karın tokluğuna çalıştırılırdı.

Bu Nil’in sulak kıyılarından, Anadolu’nun geniş yayalarına, Mezopotamya’nın dağlık alanlarına, İran ve Irak’ın çöllerine, Asya’nın steplerine kadar hep böyleydi.

Günümüzde de aslında değişen fazlaca bir şey yok.

Bilim ve teknolojinin, bilişim ve iletişimin zirve yaptığı günümüzde yine milyarlarca yoksul yeryüzünde yaşıyor.

Modern zamanların köleleri yine efendileri adına düşük ücretle çalışmaya devam ediyor.

Bugünün kralları, başkanları ve onların çevresi kaymak tabaka içinde yer alırken yoksullar en düşük standartta yaşamaya maruz bırakılıyor.

İÖ 5 bin yıl önce olduğu gibi yine pastadan en küçük dilim alan en büyük çoğunluğa, ‘’Sabredin öteki yaşamda cennet, bolluk, hazineler sizi bekliyor’’ şeklinde telkin ediliyor.

İşin en trajikomik yanı ise bu telkinleri verenlerin bu dünyada cenneti sınırsızca yaşamasıdır!