TKP’nin Gebze’deki öğrenci meclis üyesi adayı gazetemize konuştu!
31 Mart yerel seçimlerine, “Aynı gemide değiliz, paranın saltanatı varsa halkın TKP’si var!’’ sloganıyla giren TKP, Gebze Çayırova’dan meclis üyesi adaylığına Gebze Teknik Üniversitesi’nden bir öğrenciyi aday gösterdi.
Bu seçimlerde bir ilk yaşanıyor, seçme ve seçilme yaşı ve engeli belirli oranda kalkmış görünüyor. Seni tanımak isteriz; Halil İbrahim Turgut kimdir? Neden aday oldun?
Merhaba, Gebze Teknik Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği öğrencisiyim. Aslen Adıyamanlıyım. Gebze’deki üçüncü yılım. Tüm Türkiye’deki birçok genç gibi okul dönemi boyunca öğrenci, arta kalan zamanlarımda ise işçiyim bu yüzden bir senedir TKP üyesiyim.
Türkiye’de gençler okurken çalışmaya, okuduktan sonra ise işsiz kalmaya mahkumlar. Son bir yılda 400 bini aşan sayıda arkadaşımızın üniversitelerini terk etmesinin sebebinin bu: “Geleceksizlik”. Halbuki hayatımızın her dönemini etkileyen bir konuya dair tercih yapmanın sorumluluk olduğunu ve herkesin bu konuda kendi seçeneğini kendi gerçekliğinde yaratması gerektiğini düşünüyorum. Yaşadığımız alanda bu durumun karşısında durmak için aday oldum.
Gebze’yi, milyonlarca yurttaşımız işçi semti olarak biliyor. Bir öğrenci neden böylesi bir yerde aday oldu, adaylığın ne ifade ediyor?
Bugün Gebze havzasında gittiğiniz herhangi bir fabrikada, kafede, dükkanda, çalışan bir öğrenciye rastlamamak mümkün değil. Bu yüzden bir işçi kentinde bir öğrencinin aday olması anormal değil aksine örneklerinin fazlalaşması gereken bir durum.
Hiç uzağa gitmeden örnek vermek gerekirse, ben ve ev arkadaşım bir yaz boyunca kirada bir eve çıkabilmek için bir lojistik firmasının deposunda çalıştık. İşçileşme artık lise düzeyinde başlıyor. Birçok genç dershane parası için yazları çalışıyor. Adaylığım, seçilemeyecek sıralardan bir genci aday gösterelim kandırmacası değil. Tam aksine, gençlerin de bu gerçeklikte bir taraf olmasını ifade ediyor.
Gebze Teknik Üniversitesi iktidarın ‘yeni’ eğitim modeline yakınlığıyla bilinen bir üniversite olarak biliniyor, kampüsünde ne gibi tepkiler aldın?
Üniversite denilen yer, bilimin, aydınlanmanın ve özgür düşüncenin temel direğidir. Ancak Türkiye’de bir süredir üniversiteler, bu konumlarından giderek uzaklaşmakta. Günümüzde üniversitelerde yaratılmaya çalışılan fikir herkesin kendisini kurtarması ve toplumdan tamamen uzak bir şekilde kariyer derdine düşmek.
Arkadaşlarımın benim adıma endişelendikleri de gördüm. Ancak neden aday olduğumu ve örgütlülüğümden aldığım cesareti algıladıklarında önyargılar yerini olumlu tepkilere bıraktı. Siyasetten korkan ve uzak duran arkadaşlarımla yaptığımız apolitik sohbetler yerini adaylığımı koyduğum günden bu yana daha politik konulara bıraktı. Bizim de yapacak şeylerimiz olduğunun farkına vardık-varıyoruz.
Meclis üyesi seçilirsen gençlik için neleri gündeme getirmek istiyorsun? Neler yapacaksın?
Gebze’de gençliğin sorunları henüz liseden bile mezun olmadan başlıyor. Asgari ücretin üçte birine çalıştırılan meslek liseliler veya henüz mezun olmadan okul ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmak zorunda kalan hatta bu yüzden okulu bırakan çok fazla arkadaşımız var. Ucuza ve sigortasız çalışma, geleceksizlik aynı zamanda çok büyük bir kesimi uyuşturucu madde kullanımına itti ve bu çok yaygınlaştı. Onun dışında gençlerin kültürel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri etkinlikler de çok sınırlı aynı zamanda pahalı olduğu için de ulaşılamaz durumda.
Okulumuza gelirsek eğer öğrenciler çok temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çekiyorlar. Okulumuz öğrencilerinin başlıca sorunları yeterli ve nitelikli beslenme, yurtların yetersizliği ve ulaşımın zorluğu. Bunun yanında çok pahalı olduğu için ulaşılamaz olan okul içindeki özel işletmeler: spor salonu, kafeler ve restoranlar. Bunun yanında iktidar yanlısı olmayan kulüpler ve kültürel etkinlikler için ise görünmez duvarlar örülmüş durumda. Başlıca bu konuları gündeme getirmek istiyorum.
Son olarak Gebzeli seçmene söylemek istediğin bir şey var mı?
Gebze halkı, sanayisi gereği bu ülkenin katma değerlerini üretiyor. Gencinden yaşlısına çarklar böyle işliyor. Yerel yönetimlerin halka geçmesi gerekiyor. Ülkeyi bir avuç patrona, müteahhide bırakmaktansa, emekçi halk gücünü göstermeli. Kalıp ustasından kaynakçıya, inşaat işçisinden öğrenciye biz Türkiye Emekçileriyiz. Bunun bilincinde hareket etmeliyiz. Bu geleceksizliği, mobingleri, tacizleri, işten çıkartmaları kader olarak görmemeli, örgütlü mücadele ile yanıt vermelidir.
TKP bunun için var. “Paranın saltanatı varsa halkın TKP’si var.”