25 Şubat 1907’de doğan ve bu yıl 110. yaş günü olan ölümsüz yazar Sabahattin Ali’yi andık Gebze’de. Yazdığı romanlar, öyküler ve şiirlerle halkın beğenisini ve sevgisini kazanan ve Türkiye’nin en çok okunan yazarlarından biri olan Sabahattin Ali’nin 110. yaş gününü kutladık dostlarımızla. Onu şiirleriyle, öyküleriyle, romanlarıyla, onu hayatı, düşüncesi ve mücadelesiyle selamladık.
Sabahattin Ali kısacık hayatında çok büyük sınavlar verdi. Sabahattin Ali bu yeryüzünde sadece 41 yıl yaşadı ve hayatına çok uzun acılar sığdırdı. Sosyalist düşüncelerinden ve yazdıklarından dolayı yargılandı. Öğretmendi mesleğinden atıldı. Aç kaldı. Yoksullukla terbiye edilmeye çalışıldı. Sırça Köşk adlı eseri Bakanlar Kurulu tarafından toplatıldı.Cezaevinde yattı. Ve Cumhuriyet tarihinin ilk aydın cinayetine kurban gitti.
Fakat öldürülünceye kadar yaşadığı bütün bu süreci göğüsleme ve buna karşı mücadele etme, teslim olmama, pes etmeme, yoluna devam etme cesaretini gösterdi. Bu etkinliği yaparken Sabahattin Ali’yi en iyi nasıl tanımlaya biliriz diye düşündüğümüzde akımıza onun yazdığı bir şiir geldi. ancak o şiir kendisini bu kadar güzel tanımlaya bilirdi. Oda ‘’Başın öne eğilmesin’’di.
Çünkü Sabahattin Ali direnme kültürünü bu Cumhuriyet topraklarına serpiştiren ilk aydınlardan biridir. O Karşılaştıkları zorluklar karşısında teslim olmayan, pes etmeyen, düşünceleri ve duruşundan ödün vermeyen Sabahattin Ali’dir. Sabahattin Ali bizlere zorluklar karşısında direnme sanatını öğrettiği için biraz da bugün, inadına sanat, inadına tiyatro, inadına edebiyat diyor ve enseyi karartmıyoruz.
Bugün ülkemiz aydınlık geleceği adına çok zor duraklardan geçiyor. Kültür merkezleri kundaklanıyor, piyanistlerin bileklerine kelepçeler vuruluyor. Tiyatro sanatçıları muhalif düşüncelerinden dolayı işlerinden atılıyor. Bağımsız sanatçılara sahne verilmiyor. Bilim insanları görevlerinden alınıyor. Buna rağmen Sabahattin Ali gibi aydınların bıraktığı mirasa sahip çıkıyor ’ Görecek günler var daha aldırma gönül aldırma’’ diyoruz.
Sabahattin Ali çok yönlü bir aydın. Bizler onu en çok ‘’Kürk Mantolu Madonna’’ kitabıyla yada Türkiye siyasi ve mizahi tarihine damda vuran ''Makro Paşa'' dergisiyle tanıyoruz. Ama o aynı zamanda bir şair. Onun bu yanını da katılımcılarla paylaşmak istedik ve ekinliğe Sabahattin Ali'nin şiirlerinden bestelenmiş şarkılarla başladık. ‘’Umuda ezgiler’’ müzik grubu sesleriyle dinleyicilerle hayat verdi.
26 Şubat Pazar günü gerçekleşen etkinliğin davetlisi Sevengül Sönmez’di. 1998’den bu yana, “Cumhuriyet Kitap”, “Radikal Kitap”, “Kitaplık”, “Virgül”, “Varlık” gibi dergilerde yazıları yayınlanan Sönmez, Sabahattin Ali’nin bütün eserlerinin eleştirel basımını Delta serisinden yayınlamış ve mektuplarını ‘Hep Genç Kalacağım’’ adıyla bir araya getirmişti. Sabahattin Ali’nin öykülerinden oluşan seçkiyi de Kamyon adıyla yayımlamış. Sabahattin Ali’nin yaşamöyküsünü fotoğraflarla anlatan “Bir Fotoğraf Camı” (2007), “Fotoğrafını Bekliyorum” (2012) sergilerinin küratörlüğünü yapmış Ve’’ A’dan Z’ye Sabahattin Ali’’ kitabını yazmış biri. Çok birikimli. Ve bizlere Sabahatin Ali’yle ilgili çok özel bilgiler verdi.
Etkinliğin sonunda herkes güzel duygularını paylaştı. Beğenilerini iletti. Ve her etkinliğin sonunda olduğu gibi biz Sevengül Sönmez gibi güzel bir insanı tanıdık, oda bizim gibi güzel insanların sevgisini kazandı. Ve etkinliğin sonunda Özgürlük Kitabevi’nin açtığı Sabahattin Ali kitapları standına yoğun ilgi vardı. İyiki doğdun Sabahattin Ali. Ve iyiki varız dostlar.