CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, açıkladığı Man Adası belgelerine ilişkin, "Niye Man Adası dedik? Tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak için. Emekli, işçi için dedik. Niye vergi vermiyorsun arkadaş, hangi şirketi sattın? Tık yok. 'Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor' deniyor. Bütün belgeler var. Her şey gün gibi açık. “ dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kocaeli'de STK temsilcileri ve muhtarlarla bir araya geldiği toplantıda konuştu. Kılıçdaroğlu, konuşmasında, günün 24 saati her türlü hakarete maruz kaldıklarını belirterek, "Ben konuştukça beni tehdit ediyorlar. Sanıyorlar ki geri adım atacağım. Asla ve asla bir milim geri adım atmayacağız. Bu milletin hakkını, hukukunu sonuna kadar savunacağım. Benim kitabımda yandaş yok vatandaş var. Hangi partiden olursa olsun mağdursa ben onun yanındayım" dedi.
"SARRAF'IN AVUKATI: DAVALARDAN VAZGEÇMEK İSTİYORUZ' DİYE TELEFON AÇMIŞ"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Reza Zarrab aleyhine tek cümle kullanmadığını anlatırken, "Ben söylüyorum; Reza Zarrab, sahtekardır. Daha önce de söyledim. Reza Zarrab da aleyhime dünya kadar dava açtı. Tazminat davaları açtı şu anda Yargıtay'da dün avukatı telefon açmış; 'biz davalardan vazgeçmek istiyoruz' diye. İster geç. ister geçme. Sahtekarın davası ne ise o davanın üzerine sonuna kadar gideceğim" diye konuştu.
İŞTEN ATILAN İŞÇİLERİ ZİYARET ETTİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmit'te bulunan bir fabrikanın işten çıkardığı işçileri ziyaret etti. Sendikalı oldukları gerekçesiyle 80 işçi işten çıkarılırken, Kılıçdaroğlu fabrikanın önünde eylem yapan işçilerle birlikte çay içip, sorunlarını dinledi. Örgütlenme hakkının anayasal ve evrensel bir hak olduğuna değinen Kılıçdaroğlu, işçilerin bu hakkı elde edebilmek için büyük bedeller ödediğini söyledi. İşçilerin örgütlenmesi ve buna karşılık işverenin de işçilerin işine son vermesinin bir anayasa ihlali, hukuk ihlali olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Örgütlenme aynı zamanda birlikte yaşama, birlikte mücadele etme, Türkiye'yi büyütme mücadelesi anlamına da gelir. Bu açından işçi arkadaşlarımız örgütlenmesi ve buna karşılık işverenin de işçilerin işine son vermesi bir anayasa ihlalidir, bir hukuk ihlalidir, insan hakları ihlalidir. Mücadelenizi desteklemek için ben buraya geldim, evet mücadelenizi yapın. Biz işçiyle, işvereni karşı gruplar olarak hiç görmedik. Tam tersine işçi ve işveren bir arada ortak mücadele veren, üreten, Türkiye'yi büyütmek için mücadele eden gruplar olarak gördük. Ama işverenin de şu gerçeği kabul etmesi lazım, işçi çalışıyor alın teri döküyor, örgütlenmek istiyor, daha iyi yaşam standardını yakalamak istiyor. Yani işçi köle olmak istemiyor. İşçi çalışarak, üreterek, alın terinin karşılığını almak istiyor. Dolayısıyla örgütlenmeden hiç kimsenin çekinmemesi ve korkmaması gerekir." Dedi. Kılıçdaroğlu, Türkiye'de işçilerin örgütlenme özgürlü olduğunu belirterek, "Türkiye'de gelip üretim yapmak istiyorsanız, Türkiye'de işçilerin örgütlenme özgürlüğü var ve herkesin de bunu kabul etmesi lazım. Ayrıca işçilerin kendi taleplerini, kendi beklentilerini elbette ki sendika aracılığıyla işverene bildirecektir. İşveren oturacaktır sendikayla masaya işçilerin hakları, beklentileri, arzuları neyse oturarak ortak akılla çözülecektir. “ dedi.