Gergerlioğlu, sorunların çözümü için meclisi işaret etti

TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Türkiye’de yaşanan hak ihlallerini gündem eden YSP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, yeni anayasa ile ülkenin köklü sorunlarına çözüm getirilebileceğini söyledi.

Bundan 43 yıl önce 12 Eylül 1980’de milli iradeyi ayaklar altına alan, demokrasiyi çok yoğun bir şekilde tahrip eden, yıllarca büyük acılara neden olan bir darbe yaşandığını söyleyen Gergerlioğlu, “Bu darbenin kötülükleri saymakla bitmez. Bir sağdan, bir soldan astık diyen Kenan Evren daha sonra yıllarca hükümran oldu fakat ömrünün son günlerinde yargılandı ve cenazesinde kimse olmadı. Darbe çok ağır insanlık suçlarını beraberinde getirdi, Diyarbakır zindanını beraberinde getirdi. Türkiye’nin var olan insan hakları sorunlarının üzerine adeta benzin döktü, alevlendirdi ve çözümleri içinden çıkılamaz hale getirdi. Böyle bir darbenin sonrasında oluşturulan anayasa ile yönetiliyoruz. Darbe anayasası ile yönetiliyoruz, özgürlükler açısından çok önemli eksikliklerin olduğu bir anayasa ile yönetiliyoruz. Gerçi bu anayasaya bile uyulmuyor fakat biz sürekli en iyisini talep etmek zorundayız. Özgürlüklerin, hakkın, hukukun en iyi tesis edildiği bir anayasanın bir an evvel oluşturulması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Sorunların çözümü meclistedir

Anayasa’da 187 maddenin değiştirilmiş olduğunu belirten Gergerlioğlu, “177 maddelik anayasada, başka birçok ara madde değişiklikleri ile 187 madde değişikliği yapılmış, kevgire dönmüş ve yeni bir anayasa ihtiyacı apaçık ortada. İnsan haklarına dayalı bir anayasa istiyoruz. Türkiye’nin demokratikleşmesine hizmet eden, Türkiye’nin önemli insan haklarını sorunlarını, Kürt sorununu, Alevi sorununu, din ve vicdan özgürlüğü sorununu, azınlıklar sorununu ve daha pek çok sorunu bitirecek bir anayasa istiyoruz. Bunu biz yapabiliriz, Meclis yapabilir. Sorunların çözümü, çözümsüzlüğe itmek, çıkmaz sokaklara itmek ve bu çözümsüzlükler içinde silahların ortaya çıkması, çatışmaların ortaya çıkması ile bitmez. Sorunların çözümü Meclis’tedir. Sorunlara kayıtsız kalarak hasıraltı ederek, halının altına süpürerek bir Türkiye vaat ettiniz. Silah, kan, gözyaşı ve huzursuzluktan başka bir şey çıkmadı! Kürt meselesinde yaşananlar bunlardır ve biz bir darbe sonrasında bir darbenin yine 43. Yıldönümünde lanetle andığımız bu darbeye karşı çözüm diyoruz! İnsan hakları diyoruz! Türkiye’nin en önemli insan hakları konularında çözüm istiyoruz.” şeklinde konuştu.

Bir devlet halkına zorbalık etmez!

Devlet yetkililerine seslenen Gergerlioğlu, “Gücüm, otoritem ve zorbalık ile insanları susturdum, haksızlıklara boyun eğecekler, ses çıkartamayacaklar.” Demesin hiçbir devlet yetkilisi! Vatandaş, huzursuz, Türkiye’nin dört bir tarafına gidiyoruz, sorunlarımıza çözüm istiyoruz fakat “Dipçik görüyoruz, kötü muamele görüyoruz, işkence görüyoruz.” diyen halkımız ile karşılaşıyoruz. Bir devlet halkına zorbalık etmez, anayasa güçlü devlet aygıtına karşı bir toplumsal sözleşmedir. Devletler güçlüdür, tankları vardır, topları vardır, silahları vardır, maddiyatları vardır ve yönettikleri insanları ezebilir. Buna karşı işte anayasalar vardır! Anayasalar devletin daha güçlü ve milleti ezmesi için değil, milletin özgürlüklerinin ve haklarının güvence altına alınması için vardır. Bunun için vardır anayasalar! Bir toplumsal sözleşmedir. Bir mutabakattır! Farklı kesimler bir toplumda yaşayabilir ama bir anayasa ile en azından bir ortak payda oluşturularak ortak bir yaşama çözümü bulunabilir. Biz Türkiye’de yıllardır düşünce özgürlüğü alanında sorunlar olduğunu biliyoruz. Düşüncesi farklı olan insanlar iktidarlar tarafından zalimce, zorbaca cezalandırılıp zindanların dibine atılmıştır, kuyuların dibine atılmıştır. Dini ve mezhebi görüşleri farklı olan kişiler kimi zaman başları örtülü olduğu için zulme uğramıştır, imam hatip lisesine gittiği için zulme uğramıştır, kimi zaman Alevi olduğu için zulme uğramıştır, kimi zaman dini görüşü devletin kabul ettiği resmi görüşe aykırı olduğu için zulüm görmüştür. Biz her din ve mezhep mensubunun her inanç veya inançsızlık mensubunun bu inanç veya inançsızlıklarında özgür olması gerektiğini laikliğin bir din düşmanlığı şeklinde değil, devletin tüm din ve mezheplere inanç ve inançsızlıklara eşit mesafede olarak algılanması gerektiğini söylüyoruz. Türkiye’de bunun tersi uygulamalar çok gördük, dindar insanlar çok mağdur edildi ve inançlarından dolayı çok zulme uğradılar. Bu bir gerçektir. Mezhebi farklı olduğu için insanlar çok dışlandı, ezildi, Aleviler, Ezidiler, Süryaniler, Ermeniler, diğer azınlıklar bu zulümleri çok çekti. Biz bunların olmaması gerektiğini ve bu toplumda farklılıklarımız ile bir arada bulunmamız gerektiğini söylüyoruz, bunu başarabiliriz.” İfadelerini kullandı.

Anadilde eğitim vermekle ülke bölünmez

Kürt meselesinde çok büyük acıların yaşandığını belirten Gergerlioğlu, “Hala bir anadilde eğitim meselesi yok! Eğitim öğretim yılı başladı, hala Kürt çocukları bilmedikleri bir dilden diğer Türkçe’yi iyi bilen çocuklar ile beraber bir yarışa katılıyorlar. Yarışa aynı mesafeden başlamıyorlar, çok daha geriden başlıyorlar ve bu açığı kapatmaya çalışıyorlar. Anadilde eğitim anayasa ile düzenlenmelidir. Bu zulüm de ülkede bir an evvel bitmelidir. Anadilde eğitim vermek ile ülke bölünmez! Daha da bütünleşir, birbirine kenetlenir. Bu ülkenin insanları devletine bağlanır ve buna güven duyar ancak yıllardır bu basit mevzu anayasal birtakım maddeler ileri sürülerek halledilmiyor. Niye halletmiyorsunuz? Anayasayı da insanlar yapmıyor mu? Anayasa’nın 42. Maddesinde; “Tek dille eğitim olur, o yüzden başka bir dil kabul etmeyiz.” Denilip duruluyor! Ne gerek var bunları dayatmaya? Bu ülkenin insanlarını mutsuz etmeye, kimliksizleştirmeye, dilini, dinini, kültürünü, örfünü unutturma gayretlerine ne gerek var? Sorarım size! Biz Kürt meselesinin de silahla, çatışmayla değil anayasa ile, özgürlükler ile hak ile hukuk ile çözüleceğine inanıyoruz. Silahlı çözümlere de karşıyım ve kabul etmiyorum. Anayasa insan hakları ve özgürlükleri genişleterek eğitim haklarını en iyi bir şekilde tanıyarak Türkiye’deki gerginlikleri, vatandaşların isyanlarını, itirazlarını bitirebilir. Hala bir şansımız var, bu şansımızı kullanalım, gecikmeyelim diyoruz ve 12 Eylül 2023 günü o meşhum darbeden sonra Türkiye’nin zorbalığa, dayatmaya, işkenceye, zindanlara boyun eğmeyeceğini Meclis’ten haykırarak bunları tekrar söylüyorum. Bu milletin bir vekili olarak özgürlükçü, insan haklarına dayalı yeni bir anayasa talebimizi yineliyoruz.” dedi.

Cumhuriyetin 100. Yılı hatırına genel af

Cezaevlerinde sorunların bitmediğini vurgulayan Gergerlioğlu, “Cezaevlerindeki bu sorunları bitirmek için Cumhuriyet’in 100. Yılında bir genel af beklentisi var. Türkiye’nin neresine gitsek, doğusuna, batısına, kuzeyine, güneyine gitsek inanın ki yüz binlerce insan bize mahpus yakınları için bir genel af olup olmadığını soruyor. Meclis’ten büyük bir beklenti var. Cumhuriyet’in 100. Yılında 29 Ekim 2023’de Cumhuriyet’in 100. Yıl hatırına bir genel af ilan edilebilir. Adli ve siyasi ayrımı yapılmaksızın bu ülkeyi rahatlatacak, zindanları boşaltacak, yeni zindanlar yaptırmayacak, ülkenin yüzünü güzelleştirecek ve insanlarını mutlu edecek bir genel af talep ediyoruz. Bu bir zorunluluktur. Çok açık ve net bir şekilde milyonlarca insanın isteğidir. Adaletsizlikler ile dolu cezalar insanlara verilmiştir ve o hapishanelerde çile çekmektedirler. Daha o hapishanelere girecek on binlerce insan ve onların yakınları yüz binlerce, milyonlarca insan vardır. Bu kısır döngü ve çilenin bitmesi için bir genel af ihtiyacı apaçık ortadadır.” ifadelerini kullandı.

Cezaevlerinden feryatlar yükseliyor

Bütün bu sorunların bitmemesinden kaynaklı insanların mutsuz olduğun söyleyen Gergerloğlu, “Özgürlükçü, hakka, hukuka dayalı bir devlet oluşturulmamasından, bunun aksine zorba ve dayatmacı bir devlet oluşturulmasından dolayı cezaevlerinden feryatlar yükseliyor. İnsan hakları yerine daha ağır güvenlikli, daha zindan şartları içeren cezaevleri yapan bir ülkeyiz. Utanmanız gerekiyor, utanmanız gerekiyor ey iktidar. Yüksek güvenlikli cezaevleri yapma rekoru kırıyorsunuz! S ve Y Cezaevleri yapma rekoru kırıyorsunuz! Hastaları R Tipi Cezaevlerine atarak oralarda onları o hastalıkları ile baş başa bırakarak o tek kişilik koğuşlarda zindan şartlarında tutarak zulmediyorsunuz!” ifadelerini kullandı.

İSA TURHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

SİYASET Haberleri