İnsanoğlu dünyada görüldükten sonra kendisiyle ilgili milyonlarca sorun da ortaya çıkardı. Sonra doğru yanlış dedi birbirleriyle kavga etmeye başladı, işte bugünlerde yapılan kavgalarda o kavgaların benzerleri herkes kendi düşündüğünü gerçek sanıyor. Gerçek nedir ki? Ona nasıl varılır, huyu suyu nasıldır?
Gerçek diye bir şey yok…
Hele tek gerçek hiç yok. Ne var, gerçeğe yaklaşmak var. Yani herkesin kendi gerçeği var. Toplumdaki bütün kavgalar ve çelişkiler de buradan çıkıyor. Bu çelişkilerin sebebi de eğitimsizlik.
Türkiye’deki bu konudaki çelişkilerin sebebi bu eğitimsizlik yüzünden, bu konuda uzlaşma yolu bulamıyoruz. Kabul etmeliyiz ki ülkemizde seksen milyon insan var ve o kadar da fikir var. Bu konuda bir araştırma yapmışlar; bir evde karı kocaya pencerenin küçük bir deliğinden evin karşısındaki bir yere baktırmışlar. Eşler orada farklı farklı şeyler görmüşler, herkes kendi gerçeğini görmüş. Yoksul bir adamla zengin birinin bir dilenciyle bilim insanının ya da bir fahişeyle vs gerçeği aynı değil çünkü yaşadıkları farklı farklı. Bu konuda başka bir örnek daha var; bir zaman hristiyan misyonerleri siyah insanların dinsel düşüncelerini etkilemek için bir salona insanları toplamışlar. Onlara bir film göstermişler, propaganda filmi bittikten sonra insanlara kendilerini etkileyen sahneleri sorarlar. Verilen yanıt onları hayal kırıklığına uğratır. İnsanların gördükleri en önemli şey bir tavuktur ama filmde böyle bir sahne yoktur.
Sonuç şudur; insanlar görmek istediklerini görürler, o insanlar için yaşamsal değeri olan o tavuktur. Müzik bilinci olmayan insanlara Mozart’ı dinletin ve duygularını sorun. Karnı aç olan insanlar için Davinci’nin hiçbir değeri olamaz.
Gerçeği görmemizi sağlayan eğitimdir. Türkiye insanının gerçeği görememedeki eksiği eğitimsizlik. Tır menfahatimize söylenen şeyleri bu yüzden kabul etmiyoruz. Gerçek aydınlarımıza bu yüzden karşı çıkıyoruz bu yüzden bir birimizi sevemiyoruz bu yüzden örgütlenemiyoruz. Sorunlarımız hakkında düşünmek ve konuşmak istiyorsak her konuya farklı farklı taraflarından bakmalıyız. İstediğimiz şeylerin hayatın içinde olup olmadıklarını bilmeliyiz. Fikirlerimizi dirileri destekleyebilir, bu doğru oldukları anlamına gelmez. Bu yalnızca bizim doğrumuzdur.
Bir de her konuya karşı çıkanlar var, bu da çok yanlış tabi konuştuğumuz yazdığımız şeyler diğer kardeşlerimizi ve de dostlarımızı üzmemeli düşünce beyin atomlarımızın parçalanması sonucudur. Konuşmak tartışmak ve sohbet bizlere bir şeyler kazandırıyorsa sohbettir. Tartışmada öyle yoksa boş konuşma olur, kültürlü insanlar boşuna konuşmazlar. Adam olgunlaşmamış başağı kesmeyesin demiş…