Enteresan bir şekilde Güney Amerika ülkelerine dönüşmek üzereyiz.
Şiddet sarmalı ülkenin dört bir yanında her geçen gün büyüyor.
Sosyal medyada elinde tabanca, tüfek ile poz veren şiddet yanlısı ve bağımlısı tiplerden geçilmiyor.
Bunların amacı yasa dışı bir takım kirli işler adına toplumu sindirmek.
Korku iklimi yaratmak.
Son zamanlarda başarılı oluyorlar da!
Silahıyla havaya ateş açan bir maganda, "Silahı yeni aldım, denemek için sıktım" demiş.
Bir başkası babasının tüfeği ile balkondan ateş etmiş.
Öteki evinin penceresinden tüfekle insanları tehdit etmiş…
Çetevari suç oluşumlarca sokakta ayaklarından vurulan, öldürülen, yaralanalar…
Kadınlar sokak ortasında öldürülüp, erkek şiddetine maruz bırakılan kadınlar ise adeta ülkemizin rutini oldu!
Her gün bu tür suçlara dayalı müteaddit olaya tanıklık ediyoruz.
İşin ürkütücü yanı silah ve şiddete bağlı olaylarda ivme giderek yükseliyor.
Güvenlik güçleri devasa uğraşlarla ve mücadeleyle suça bulaşanları yakalayıp adalete teslim ediyor.
Görevlerini canla başla yapıyorlar.
Ne var ki bu tek başına sorunu çözmüyor.
Suç ortamı yalnızca suçluyu yakalamakla, hapse atmakla bitmiyor, çözüme kavuşmuyor.
İşin uzmanı değiliz fakat yapılacak şeyler olduğunu biliyoruz.
Suç öncesine dönük mesai yapılması, plan ve projeler gerekiyor.
Çete ve mafya oluşumlarının ortaya çıkışı, yaşları 16-25 arasında gençlerin suça yönelimi gibi birçok neden üzerine devletin ilgili kurumları etkin ve sonuca odaklı çalışma yürütmelidir.
Aksi halde Güney Amerika ülkelerindeki gibi suç yoğunluklu benzer ortamı yaşamaktan kaçamayacağız.
İşin bir başka yönü ise ülkemizde kötü ekonomi ve gelir dağılımındaki adaletsizliktir.
Bir küçük azınlık, devletin olanaklarını dibine kadar sıyırıp mutlu mesut yaşarken, kayda değer çoğunluk 17 bin 2 TL’ye asgari ücretle ailecek hayatta kalmak zorunda bırakılıyor.
Emeklileri saymıyorum bile.
Genç birisi yoksulluk içinde çalışarak zengin ve mesut olamayacağının farkına varınca işte o yola yani suça yöneliyor.
‘’Ömür boyu asgari ücretle çalışarak ev ve araba almam mümkün değil…’’diyor.
Kısadan köşe olmak isteyen gençler çaresizlik içinde yasa dışı oluşumların ağına düşüyor.
Türkiye’de şimdi yaşanan olumsuzlukların altında yatan en güçlü neden budur, gelir dağılımındaki uçurum, adaletsizlik, gençlerin gelecekten umudu kesmesine yol açıyor.
Gençlerin mutlu olmadığı yarından umudu kestiği bir ülkede hiçbir şey yolunda gitmez.
Kimse mutlu olmaz.
Sonuç olarak, suç, yoksulluk, gelir dağılımının haksızlığı kapitalist anlayışın tahakkümünden ve cürmünden ibarettir.