DİSK'in “vergide adalet, gelirde adalet” talebiyle İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüşü bugün Kadıköy, Söğütlüçeşme’den başladı. Yürüyüş güzergahındaki ilk durağı Gebze’ye, öğleden sonra 16.00 sularında giriş yaptı. DİSK’in 2021’de gelirde ve vergide adalet için başlattığı mücadele İstanbul – Ankara yürüyüşüyle ivme kazandı, genişledi. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ilk durakları Gebze’de Anayasa’ya tacizlere atıfta bulunup, “Aynı zamanda ülkede adalet için yürüyoruz” dedi..
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Genel Sekreteri ve BMİS Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu ile beraberindeki heyet Gebze’de Birleşik Metal İş Sendikası Gebze ve Gebze 2 No’lu Şubeleri ile Lastik-İş Gebze Şube’nin başkan, yönetici ve iş yeri temsilcileri tarafından İstasyon Mahallesi’nde; Eskihisar Tünelüstü mevkiinde karşılandı.
BEŞ KİLOMETRE YÜRÜDÜLER
Heyet yağışlı havada çiçeklerle karşılanırken yaklaşık beş kilometre mesafedeki ilçe merkezine; İstasyon, İstanbul ve Atatürk Caddeleri’ni izleyerek ulaştı. Heyeti 15 Temmuz Milli İrade Kent Meydanı’nda da 07.00 – 15.00 / 08.00 – 16.00 vardiyalarından çıkan emekçiler ile 123 gündür grevde olan Corning grevcileri ile EMEK Partisi Gebze ve Darıca İlçe Örgütleri’nden başkan, yönetici ve üyeler karşıladı.
Yürüyüşçüler güzergah boyunca özellikle gençler tarafından coşkuyla alkışlandı.
Gebze’deki basın açıklaması esnasında yağmur şiddetini alabildiğine arttırdı.
CORNİNG GREVİ ARDINDAN
İZMİT, YALOVA, BURSA…
DİSK heyeti geceyi Gebze’de geçirdikten sonra sabah 09.00’da yine aynı meydandan uğurlanacak. Arzu Çerkezoğlu ve beraberindekiler Corning’in grevdeki işçilerini ziyaret ettikten sonra Kocaeli’nin merkez ilçesi İzmit’e ulaşacak. Yalova, Bursa, Bilecik ve Eskişehir güzergahı üzerinden cuma günü Ankara’ya varılacak ve büyük, kitlesel bir miting düzenlenecek.
“Ankara Ankara duy sesimizi bu gelen işçinin ayak sesleri” “Vergide adalet istiyoruz”, “Corning işçisi direnişin simgesi”, “Kar fırtına bora geliyoruz Ankara” sloganlarının atıldığı açıklamada önce
BMİS Gebze 2 No’lu Şube Başkanı Necmettin Aydın kısa bir selamlama konuşması yaptı. Ardından DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu şunları kaydetti:
CUMHURİYET TARİHİNİN EN
KÖTÜ BÖLÜŞÜM İLİŞKİLERİ
“Yaklaşık iki yıldır gelirde adalet, vergide adalet diyerek bir mücadele yürütüyoruz. İşyerlerinden başlayan bu mücadele alanlara, meydanlara, mitinglere, TBMM ve Bakanlıklar’ın önüne kadar taşındı.
Bugün, gelirde ve vergide adaletsizliğin daha da arttığı bu süreçte mücadelemizi yeni bir adımla taçlandırıyoruz.
Cumhuriyetimiz’in 100’ncü yılını tamamlarken Cumhuriyet tarihinin en kötü bölüşüm ilişkilerinin olduğu bir süreçteyiz.
GEÇİNMEK MUCİZE HALİNE GELDİ
Bu ülkenin neresinde herhangi bir değeri üretiliyorsa orada alnımızın teriyle çalışıyoruz. Ve bu ülkenin tüm değerlerini, güzelliklerini bizler üretiyoruz. Ama ürettiğimiz değerden aldığımız pay giderek, her gün, daha da fazla azalıyor. Yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, alım gücümüzü giderek daha fazla düşürüyor. Ücretlerimiz resmi enflasyon oranında bile zam alamazken, aldığımız ücret artışları enflasyon karşısında en fazla bir ay dayanıyor. Bugün aldığımızı yarın aynı fiyata alamıyoruz. Geçinmek biz işçi, emekçi, emekliler için neredeyse mucize halini aldı.
İSTİYORLAR Kİ YOKSULLUKTA EŞİTLENELİM
İstiyorlar ki herkes onların belirlediği ve ortalama ücret haline gelen açlık sınırının altındaki asgari ücretle yaşasın. Bütün emekliler onların belirlediği ucube sistemle Hazine’den tamamlanan 7 bin 500 TL ile yaşasın. İstiyorlar ki hepimiz ama hepimiz yoksullukta eşitlenelim. İşte bunun sonucunda, bu ucuz emek politikalarının sonucunda biz çalışıyoruz, üretiyoruz ama ürettiğimiz değerden payımızı alamıyor, her gün daha fazla yoksullaşıyoruz.
Sadece gelirde adalet için değil aynı zamanda kaşıkla verdiklerini kepçeyle değil artık kazanla aldıkları adaletsiz vergi sistemine karşı yürüyoruz.
Dünyada başka hiçbir ülke yok, işçilerin ücretlerinin yıl içerisinde, aylar ilerledikçe daha fazla azaldığı başka bir ülke yok. Bir taraftan KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilere yani yoksulun da zenginin de, işçinin de patronun da aynı oranda ödediği, bir kilo patates alırken işçiyle patronun aynı oranda ödediği dolaylı vergileri arttırdılar.
BÜTÜN VERGİ YÜKÜ ÜZERİMİZDE
Bir ülkede dolaylı vergiler ne kadar fazlaysa o ülkede vergi adaletsizliği o kadar büyüktür. Bizler daha ücretimizi almadan peşin peşin vergi öderken sermayeden vergi alamayan, patronlardan vergi almayan, yandaş sermayenin vergi borçlarını bir gece yarısı kararnamesi ile affeden siyasi iktidar, bütün vergi yükünü üzerimize yıkıyor.
Ücretimizden alınan verginin hem oranı yüksek hem de vergi dilimleri giderek düşük belirlendiği için hemen bir üst vergi dilimine çıkıyoruz. Ücretimize aldığımız üç kuruş artış, vergiyle uçup gidiyor.
İşte bu yağmurda, soğukta vergide adalet için yürüyoruz. Ocakta aldığımız ücreti kasımda, aralıkta da alabilmek için yürüyoruz. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınan adaletli bir vergi sistemi için yürüyoruz. Yani aslında emeğimize ekmeğimize sahip çıkmak için yürüyoruz.
ÜLKEDE ADALET İÇİN DE YÜRÜYORUZ
Ve ülkede adaletsizliklerin daha fazla arttığı bir süreçte Anayasa Mahkemesi kararlarının bile tanınmadığı, Anayasa’nın ayaklar altına alındığı bir süreçte aslında ülkede adalet için de yürüyoruz. Biliyoruz ki DİSK’in bu yürüyüşünde bizler Ankara’ya yalnız yürümeyeceğiz. Sadece bu uğurlama ve karşılamadaki arkadaşların sesini soluğunu değil iş yerlerinde çalışan milyonlarca işçinin, emekçinin taleplerini Ankara’ya götüreceğiz. Bütün işyerlerinde çalışan işçi kardeşlerimizin talepleri bizlerle birlikte yürüyecek.
BİZİMLE BİRLİKTE YÜRÜYECEKLER
Bu yüksek enflasyon, hayat pahalılığı karşısında emeğine ekmeğine sahip çıkanlar bizimle birlikte yürüyecek. 7 bin 500 TL maaşa mahkûm edilen milyonlarca emeklinin sesi soluğu bizimle olacak. Ve bu ülkede sendikalı sendikasız bütün sınıf kardeşlerimizin, beyaz yakalı mavi yakalı bütün emekçilerin sesini soluğunu adalet mücadelesini hep birlikte Ankara’ya taşıyacağız.
YOLUMUZ AÇIK YÜRÜYÜŞÜMÜZ KUTLU OLSUN
Bu yürüyüş bu ülkede adalet; gelirde, vergide, ülkede adalet yürüyüşüdür. Bu yürüyüş işçi sınıfının, emekçilerin insanca yaşam mücadelesinin, özleminin yürüyüşüdür. Yürüyüşümüz, yolumuz hepimize açık olsun. Hep birlikte bu taleplerimiz için mücadeleyi iş yerlerinden alanlara, meydanlara ve Ankara’ya kadar hep birlikte taşıyacağız. Ne kadar çok dayanışmayla ne kadar çok ses soluk verirsek yürüyüşümüz de, adımlarımız da o kadar güçlü olacak. Yolumuz açık olsun, yürüyüşümüz kutlu olsun.”