GEL DE ÇIK İŞİN İÇİNDEN...!

İsmail Kadı

Siyaset bu haftaya buz gibi başladı.

Ortalığa dökülen bilgilerin bir kısmı yanlış bile olsa geri kalanı nasıl bir ülkede yaşadığımızın resmidir.

Ne demiş büyüklerimiz, perşembenin gelişi çarşambadan belli oluyor.

Önce iktidar cephesindeki büyük kırılmayı görmekte yarar var.

Boşuna dememişler her ağacın kurdu kendi içinden olur!

Eğer bunca tartışılacak konuları anamuhalefet milletvekilleri açıklamış olsaydı hemen darbecilikle yaftalanırdı.

Şu Fuat Avni denen fısıltı gazetesi de olmasa vallahi de billahi de bilgi                       fukarası  olacağız.

Adamcağız nereden alıyor bu kadar haberi.

Maşallahı var her konuda bilgi sahibi.

Adam da yok yok...

Günlük gazete çıkartsa satış rekorları kırar.

Ne demişler iki kişi arasında geçen bir konu artık sır değil.

Biz de sırada bekliyoruz.

Gün gelir bize de pastadan pay alamayan ağabeyler ellerinde ki biriktirdikleri dökümanları gönderir mi bilinmez.

Kim derdi ki cemaatle iktidar birbirine düşman olacak.

Söyleseler kimse inanmazdı.

Gelelim esas mevzumuza;

Devlet, bürokrasi bu denli siyasette taraf olursa vay halimize...

Toplumun muhalif kesimine sırtını dönen bürokratlar görüyoruz.

Bu coğrafyada kartlar her zaman yeniden karmaya hazırdır.

Belli olmaz ya, bazı hesaplar öbür tarafa kalmayabilir!

Kendilerini çok kudretli sananlar yaptıklarının hesabını günü gelince verir.

Son günlerde sıkça gündem değişikliği oluyor.

Bunların en önemlisi devletin zirvesindeki önemli  bir şahsiyetin laiklik konusundaki çıkışı oldu.

Yeni anayasa da laiklik yer almamasını istemiş.

Bu yapılan açıklama sıradan bir çıkış değildi.

Türkiye’deki siyasal islamcıların gerçek niyetlerini ilk kez tepeden kurumsal bir şekilde dile getirilmiş haliydi.

Bu durumu şaşırtıcı bulmadım.

Hatta bir kısım islamcı, “laikler beğenmiyorsa kendilerine başka bir ülke bulsun”söylemeye başladı.

İslamcıların genel ruh hali böyle, yok birbirlerinden farkları.

İktidar koltuğuna oturduktan sonra ilk icraatları toplumsal düzeni dini referanslara göre inşaa etmek oluyor.

Bu durum Mısır’da böyle oldu.

Tunus’da da, Gazze’de de, Irak’da da, Suriye’nin islamcıların elinde olan bölgelerde benzeri durum söz konusu.

İran, Afganistan, Pakistan örnekleri önümüzde canlı örnekleri ile duruyor.

Şimdi ise Türkiye’yi bu listeye eklemek istiyorlar.

Bu durum yeni bir heves değil.

Ancak yaşanan somut bir örnek var.

Suriye’den kaçan insanlar her nedense Afganistan’ı, Pakistan’ı, Suudi Arabistan’ı tercih etmiyor.

Herkes kendine laikle yönetilen ülkeleri tercih ediyor.

Her halde bu durum izah edilmeye muhtaçtır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.