Hafta sonu Gebze Eğitim-Sen’de basın açıklaması vardı.
Açıklamaya bende katıldım.
Bu zor ve sıkıntılı günlerde Eğitim-Sen gibi sendika ve sivil toplum örgütlerinin bilgilendirme toplantılarına basının ilgisizliği içimi acıttı.
Her zaman söylemişimdir, gazeteci tarihin en yakın tanığı olmalı.
Bu tanıklık sadece söz ile olmaz, yaşanan süreci haber yaparak sonraki kuşaklara bilgi notu olarak aktarmakla olur.
Eğitim-Sen’in basın açıklamasına Şube Başkanı Güngör İrdem, Gebze Sendikalar Birliği Dönem Sözcüsü Petrol İş Sendikası Şube Başkanı Süleyman Akyüz, CHP Gebze İlçe Başkanı Recep Dursun, Sivil Toplum örgütleri temsilcileri, sendika üyesi öğretmenler katıldı.
Basın açıklamasının amacı KHK ile ihraç edilen Gebze Eğitim-Sen Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Remzi Kaya’nın ihracına yönelik bilgilendirme toplantısı.
Korkarak, sessiz kalarak, sorumluluktan kurtulunmaz!
Sorgusuz, sualsiz, gerekçesiz öğretmenler ve akademisyenler işten el çektiriliyor.
Yetişmiş insan gücümüzü sokağa terk etmek kime ne kazandırır?
Bu sıkıntılı sürece sessiz kalanlar tarih önünde sorumludur.
İktidarın ve siyasetin yanlışlarını söylemek bu yanlışlarda ısrar edenleri ikaz etmek “hayır” demek vicdani görevdir.
Eğer ortada bir suç ve kabahat varsa yargı önüne çıksın kimin hangi suçu işlediğini bilelim.
Düşünen insanlara yönelen bu haksız uygulamalar büyük mağduriyetler yaratmış durumda.
“Düşünmek nasıl suç olur”! sorusundan önce düşünce nasıl oluşur üzerine kafa yormak gerekir.
Bir yaşam boyu tek bir an düşünme gereksinimi duymadan yaşayan yığınlar var.!
Bunlar arasında ayrık otu sayılmak doğaldır.
Düşünme çabasında olan için bir de düşündüğünü sananlar var.
Bizim memleketimizde tarihin kendisiyle başladığını sanan ne çok kimse var.
Bu yüzden tarih hep tekrar ediyor...
Bir kaç gün önce tanıdıklar arasında şöyle bir sohbet geçti.
“hukuk bir gün size de lazım olur” denildiğinde umursamayanlar bugün hukukun onlara da lazım olduğunu geçte olsa anlamış oldu.
Ama iş işten geçmişti.
Pek çok insan acı çekti, işinden aşından oldu!
Aynı haksızlıklar şimdi de devam ediyor.
Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bölümler Fakültesi’ndeki görevine geçtiğimiz yıl son verilen akademisyen Mehmet Fatih Tıraş evinde intihar ederek yaşamına son verdi.
Bir yıl içerisinde 13 eğitimci ve akademisyen intihar ederek yaşamına son verdi.
Bu yaşananların iki sorumluluğu var;
Bir tanesi siyaset diğeri hukuksuzluk...!
Devletin görevi bu haksızlıkları zamanında ortadan kaldırmak ve mağdur yaratmamaktır.
Aksi halde bu acı tabloları izlemeye devam ederiz.
Gün gelir hukuksuzluğun altına imza atanlar hukuğa ihtiyaç duyar.
Tıpkı geçmişte FETÖcülerin yaptığı gibi...!