Arşivler yalan söylemez.
Geçmişe yönelik kim ne söylediği bugün ayrıntılarıyla ortaya çıkıyor.
Sosyal medya üzerinden yapılan yeni paylaşımları izlerken iki yüzlü değil, yüzsüz yöneticileri yeniden izleme fırsatımız var.
Senelerce siyasi davalarla ordunun komuta kademesini alt üst eden bu gidişatın ne kadar tehlikeli olduğu konusunda uyarıda bulunanları hapse atan, tasviye eden ve itibarsızlaştıran bir anlayışın nerelere vardığını hep beraber tecrübe ettik.
Ancak, bu tecrübe bize çok pahalıya mal oldu.
Deyim yerindeyse bir musubet kırk nasihattan iyidir misali gerçeklerle yüzleşme imkanı oldu!
Bu oluşumla yıllarca ittifak kuranlar, onları savunanlar kumpaslarını medya ve siyasette destekleyenler elbette bu yaşananlarda pay sahibidir.
Darbe girişimine gülenci olmayan unsurların katılıp katılmadığı ileride ortaya çıkacaktır.
Darbeler, hukuk devletini ve anayasal düzeni ortadan kaldırmak ve dolayısıyla demokrasiyi rafa kaldırmak amacı taşır.
Darbe girişimine karşı sert tedbirler alınması hem gerekli hem de meşrudur.
Bu tedbirlerin anayasal düzen içerisinde ve hukuk devleti kurallarına sadık kalarak uygulanması demokrasi için önemli ve önceliklidir.
Daha düne kadar cemaate sempati ile yaklaşanlar bugün kullandıkları ifadeleri şaşkınlıkla, hayretle izliyoruz.
Devlet meşru şiddet kullanma tekeline sahiptir.
Güvenliğin sağlanmasında halkın değil güvenlik güçlerinin sorumluluğundadır.
Biran önce hukuk devletinin tüm kuralları ile işlemesi darbe girişimine karşı verilebilecek önemli cevaptır.
Geçmişte olduğu gibi bu durumu cadı avına dönüştürmemek gerekir.
Hukuk devleti ve anayasal düzene sahip çıkmak ise darbe tehlikesine karşı verilebilecek en kararlı yanıttır.
Devlet sokağı kendisi kontrol etmeli.
Aksi halde, birileri bu göreve talip olursa o zaman istenmeyen sonuçlar ortaya çıkar.
Bu işin önünü almak için provakasyonlara açık kapı bırakmamak lazım.