Sokak müziği, adından da anlaşılacağı gibi müziğin kapalı bir alanda değil sokakta icra edilmesi, müzisyenlerin açık alanlarda performans göstermesidir. Sokak bir sahnedir. Sokaktan geçen herkes ise dinleyici…
Geçtiğimiz yıllarda Gebze de sokak müzik yapan ve çoğunluğu pırıl pırıl liseli gençlerden oluşan müzisyenler, zabıtanın müdahalesiyle karşılaşmış, çocukların müzik aletleri rehin alınmıştı. Bu haber kısa zamanda ülkede en çok okunan haberler arasında yerini almış, adı zaten beladan kurtulmayan Gebze yine küçük düşürülmüştü. Olayı daha acı hale getiren davranış ise müzisyenlerin müzik aletlerini ‘Bir daha bu şuçu işlemeyeceğiz” içerikli tebligatla geri almalarıydı. Dikkatinizi çekerim, zihniyet sokakta müzik yapmayı ‘’’Suç’’ olarak görüyor. Hatta çocukların iddiasına göre bir zabıta memuru onlara, ‘Burası Gebze… Burada kavga ederseniz daha fazla insan toplarsınız’ diyordu.
Bu anlımızda ki kara leke henüz silinmemişken benzer bir olay daha gerçekleşti. Geçtiğimiz aylarda sokak müzisyenlerine zabıta yine müdahale etti. Gebze Zabıtası, kent meydanında gitar çalan gençleri susturdu. Gençlerin müzik yapmasını engelleyen zabıta, “Gasp yapsak daha mı iyi” diyen bir gence “Git yap” yanıtını vererek gençleri suça yönlendirdi. Ve haber yine birçok kişi tarafından okunup paylaşıldı. Gebze’nin adı yine küçük düşürüldü.
Topluma, gençlere örnek olması, onları iyiye, güzele yönlendirmesi gerekirlerken ‘Burası Gebze… Burada kavga ederseniz daha fazla insan toplarsınız’ yada , “Gasp yapsak daha mı iyi?” diyen bir gence “Git yap” yanıtını veren zabıta görevlileri hakkında herhangi bir hukuki yada idari işlem başlatıldı mı? En azından bir daha yapmamaları adına uyarıldı mı? Zannetmiyorum. Keşke en azından bu zabıta görevlilerine, Gebze de gerçekleşen her konsere gitme, tiyatroları ve sinema gösterimlerini izleme, kentte ki tüm sanat etkinliklerine katılma, gençlere örnek olacak projeler geliştirip uygulama ‘’cezası’’ verilseydi. Yada biz sırtlayıp omuzumuza bağlamamızı, gitarımızı, davulumuzu, yan flütümüzü, kemanımızı, piyanomuzu yüzlerce kişiyle birlikte Gebze Zabıta Müdürlüğünün önünde büyük bir sokak konseri verebilseydik.
Peki, burada en büyük yanlış kimin? Evet, sokakta müzik yapmak yasalara göre yasak olabilir. Gereksiz, yanlış bir yasak olsa da olabilir. Görev aşkıyla yanıp tutuşan bu zabıta memurları da haliyle görevini yapıyor olabilir. Peki, Gebze de böyle bir potansiyelin olmasına rağmen gençler için müzik durakları kurmayan, onların kendilerini ifade edebilmeleri adına imkân ve olanak sağlamayan Gebze belediyesinin hiç mi suçu yok? Gebze’nin böyle haberlerle isminin duyulmasında baş sorumlu onlar değil mi?
Biliyorsunuz önümüzde yerel seçimler var. Gebze belediyesi başkan adayları gençlik kollarıyla birlikte çalışmalar yapacak ve ‘’gençliği en iyi biz biliyoruz, sorunlarını biz çözeceğiz’’ açıklamalarında bulunacak. Gebze’yi yöneten partinin belediye başkan adayı da benzer şeyler söyleyecek. Afişleri gençler asacak, tanıtım bildirilerini gençler dağıtacak, adayının seçilmesi adına en büyük çabayı onlar gösterecek. Onlardan ricam lütfen desteklediği belediye başkan adaylarına, bu yasakları, o müdahaleleri hatırlatsın. İzmit’te olduğu gibi Gebze’de de müzik duraklarının yapılıp yapılmayacağını sorsun? Bu gereksiz yasak, şu durmadan alnımıza çalınan kara leke artık ortadan kalksın.
Çünkü sokak müziği, dilencilik değildir. Karaborsacılık değildir. Vergi kaçakçılığı değildir. Çevreye zarar vermez. Halkı kin ve düşmanlığa itmez. Olası bir huzur ve güven ortamını zedelemez. İsteyen durur saatlerce dinler, isteyen dinlemez yoluna devam eder. Sokak müziği asla ticari değildir. İnsanların ceplerinden çıkarıp enstrüman kılıflarına bıraktığı paralar gönüllü bir ilişkinin sonucudur. Bir takdir göstergesidir.
Ve o sokakta müzik yapan ama engellenen gençler, eğer bu yazıyı okuyorsanız sizden bir ricam var. Sevgisizliğin salgın bir hastalık gibi yayıldığı güzelim yeryüzünde, yeniden ve inatla başlamalı her şeye. Vazgeçmeyin çocuklar. Lütfen vazgeçmeyin.