Günlük yaşamımızda tek üretilmeyen ve tüketildiğinde yerine yenisi konulamayan kavram zamandır.
Ne geri getirebilirsiniz ne ileri alabilirsiniz, ne de durdurabilirsiniz.
Pek çoğumuz zamanın değerini bilmediğimiz gibi bu değerli hediyeyi çok kolay ve hoyratça tüketiyoruz.
Özellikle Gebze, Darıca, Dilovası, Çayırova gibi trafiğin her saat yoğun olduğu gerçeği göz önünde bulundurulmalı.
Bölgemizde eskiden trafiğin yoğun olduğu günler sınırlıydı.
Örneğin; cuma ve pazartesi günleri kenttin en işlek iki caddesi Kızılay ve Şehit Numan Dede caddeleri pazar kurulduğu için şehir merkezine girmek ve çıkmak imkansız.
Pazartesi günlerine gelince, ticari faaliyetlerin başlangıç günü olduğu için önemli sıkışmalar oluyor.
Bu konuda GTO Başkanı Nail Çiler’in mizahi anlamda bir önerisi olmuştu.
“Pazartesi ve cuma günleri işiniz olmadıkça sokağa çıkmayın” demişti.
İnsanlar da günlük programlarını bu günlerin yoğunluğuna göre planlamaya çalışıyor.
Örneğin eğer bir randevunuz varsa trafik yoğunluğunu dikkate alarak yola çıkmalısınız.
Ak Parti İktidarı ekonomik büyümeyi inşaat sektörünün gelişimine bağlayınca bölgemiz olağanüstü büyüdü.
Yerleşim yerleri merkezden çevreye göre yayıldı.
Yayılacak alan kalmayınca binalar dikey yükselmeye başladı.
Bu durum hızlı bir göçü teşvik etti.
Şehrin bu denli geniş alana yayılması ister istemez araç sayısını arttırdı.
Ancak bu insan ve araba sayısını karşılayacak ne yeni yollar ne de kamu taşımacığılı yeterli oranda geliştirilemedi.
Sonuçta işe gidiş gelişlerde insanlar hergün ortalama bir ile iki saattelerini yollarda geçiriyor.
Yoğun yağışlı günlerde ise durum daha vahim.
Güneşli günlerde ise herkes trafiğe çıkıyor.
Anlayacağınız yağmur yağınca, güneş olunca bir işkence hali başlıyor.
Geç yapılan yatırımlar şehrin çöküşünü getiriyor.
Örneğin Anibal Kavşağı 2011 yılında başlamış olsaydı bu kadar sıkıntı olmazdı.
Gelelim GOSB ve Balküpü Kirazpınar kavşaklarına buraların ne zaman yapılacağı konusunda en küçük ipucu yok.
Durum böyle olunca geç gelen yatırımlar çileye dönüşüyor.
Polis sayımız tüm sokaklar ve caddeleri kontrol etmek için yeterli değil.
Ancak günümüz koşularında sokak ve caddeleri denetlemek için kurulan elektronik kayıt sistemleri yaygınlaşmış durumda.
Trafiği engelleyici eylemde bulunanlara caydırıcı cezalar kesilirse ihlaller minumuma iner.
Gelişmiş ülkeler trafik kurallarını okuldaki eğitimlerde aldıkları kadar maddi olarak can yakan trafik cezaları ile öğrendiler.
Biz de ise toplu taşımacılık yapan minübüs ve otobüsler en fazla kural ihlali yapıyor.
Çözüm denetimleri arttırmaktan geçiyor.
Yapılan uygulamalara siyasi müdahaleyi engellemek lazım.