Gazeteciler yetmedi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yeni düzenlemeler kapsamında gazetelere de tutuklamayı yasallaştırma çalışması içinde.
Çalışmanın göz önündeki muhatabı Adalet Bakanlığı. Çalışma hapishaneleri kapsıyor. İçeriği de, Basın İlan Kurumunun (BİK) resmi ilan yayımlama hakkı vermediği gazetelerin cezaevlerine alınmayacağı.
Bu düzenleme,
hapishanedeki tutuklu ve hükümlüler, resmi ilan ve reklamlardan mahrum kalmasın diye düşünülmüş olmalı.
Pes doğrusu...
Her koşulda keyfiyete dönüşebilir bu durumun en yakın örneği, BİK'in BirGün ve Evrensel gazetelerine yaptığı resmi ilan kesme uygulamasında görüldü.
Anlaşılan o ki, gazetecilerin tutuklanması yetmedi, resmî ilan kesimiyle "gözaltı uygulaması" yapılan gazeteler bu düzenlemenin yasalaşması halinde "tutuklu" da olabilecek.
Muhalefetin bu düzenlemeye koyduğu şerhte, ‘Basın İlân Kurumu aracılığıyla resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan’ların hükümlülere verilmeyeceğine yönelik madde, hukukun belirlilik ilkesiyle çelişki yaratıyor" tezi savunuluyor.
Düzenlemenin, aynı zamanda hükümlülerin haklarına da sınırlandırma getireceği aşikar.
Bu düzenleme olduğu gibi geçerse, olacağı şudur...
BİK'in adeta sistematik hale dönüştürdüğü eleştirel gazetecilik yapan yayın organlarına yönelik resmi ilan kesme cezaları yetmiyormuş gibi, hükümlülerin eleştirel habercilik yapan gazetelerden haber alma hakkı da engellenmiş olacak.
Sonuç olarak;
Maddenin bu biçimiyle TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesi ile hem cezaevlerinde ve bağlı birimlerde bulunan gazete okuyucularının hakkı gasp edilecek hem de iktidara muhalif olan, gerçekleri yazan ve objektif habercilik yapan gazetelerin haklarının gasp edilmesinin önü açılacak.
Net olan şu;
Bu iktidar hem gazetecileri hem de gazeteleri tutukluyor.
Yasa tasarısı bu şekilde Meclis Genel Kurulu'ndan geçerse, BİK istediği gazeteyi cezaevleri ve ilgili kurumlarda yasaklayabilecek.
Ehhhh, daha ne olsun ?