Aslında başlık biraz şüpheli..
Yani şöyle ki..
Büyükşehir yasası ile birlikte Gebze’nin mahalle haline dönüştürülen köylerinden Balçık’ın kuzeyinde kalan bir iki Gebze Köyü veya o köyün mezrası/mahallesi, İstanbul yönüne doğru bir iki kilometre daha batıda olabilir.
İlimizin İstanbul’a sınırlı diğer ilçelerinden Darıca ve Çayırova’nın zaten köyü yok. Körfez, Derince ve Kandıra’nın İstanbul’a sınır köyleri ise Gebze’ye nazaran kilometrelerce iç, doğu tarafında.
Yani bundan sebep..
Balçık’ta belediye hizmet alanı, mezbaha yapılacak olan alan bu sefer de küçük sanayi sitesine dönüştürülürken..
Tartışmaların sürdüğü esnada meclise başkanlık eden Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz’ün özetle, “Gebze’de hayvancılık ile uğraşanlar ağırlıklı İstanbul pazarına çalışıyor…”
İçimden: Eeeee, sonra sayın başkan!
Büyükgöz devam ediyor: “Mezbaha için daha batıda yer bakıyoruz.”
Maksat, Gebze’de hayvancılıktan geçimini sağlayanlar İstanbul pazarına daha kolay ulaşsın.
İyi ama Balçık’ın batısındaki köy, İstanbul’un Tuzla İlçesi’ne bağlı Teperören..
Balçık gerek Gebze gerekse Kocaeli’nin İstanbul’a sınır en batı köyü veya iki/üç köyünden biri.
Yani demem o ve şekil şema ola ki..
Geçtim gazeteciliği…
Bu kadar tabiri caizse, en hafif tabiriyle yönetenler tarafından “saf” yerine konmak, ağırıma gidiyor.
Şunu bilhassa belirtmekte fayda var ki daha yakın zamanda, Gebze’de askeri kışla meselesinde gündeme gelmiştir.
Aslında Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın da çok içine sinmemiş olsa gerek ki, “Alternatif yer bulunursa değerlendiririz” demiştir.
Ancak sözün özünde, Gebze’deki oto galericiler için beğenilmeyen, “Tü kaaa…” olan Balçık..
Gebze ile birlikte Darıca ve Çayırova’nın şehrin içinde kalan irili ufaklı atölyelerine, zanaatkârlarına yönelik sanayi sitesi olarak uygun, “Ala” görülmüştür.
Sırf bu gerçek bile askeri kışla alanında yapılacak olan projenin halkı değil rantı merkezine alan bir proje olduğunun aleni teşhiridir.
Galericiler sitesi ileride aynı Hasköy Sanayi Sitesi örneğinde yaşandığı gibi bina itibariyle mal sahiplerinin farklı ama o yapıların içinde çalışanların, işleticilerinin farklı olduğu..
Arsa ve mal sahiplerinin, galericilerden fazla parayı üstelik hiç emek sarf etmeden kazandığı bir yapılanma haline gelebilir.
Zaten emlak değeri açısından hayli iyi bir lokasyonda olan site dâhilinde emlak değerinin daha da fırlaması iktidar için “elinin kiri” haline gelen, basitleştirilen bir imar değişimi ile hayli mümkündür.
Osman Yılmaz Mahallesi’nde AKP Gebze İlçe Teşkilatı’nın genel ve yerel seçimlerde karargâh olarak kullandığı atıl haldeki Mualla Ateş Benzin İstasyonu’nun olduğu yere ana caddeye cepheli 600 metrekare üstelik köşeli yer verip karşılığında yan cepheden ve iç taraftan 700 metrekare yer edinip, “Kamu 100 metrekare yer kazandı” algısı yaratmaya çalışmak, neyin nesidir?
Üstelik anılan bölgede otopark mı yapılacak, park mı yapılacak. Aleni belirsizliğini korurken..
İmar Komisyonu’nun başkanı Sadullah Keleş, “Otopark” diyor.
İmar Komisyonu resmi evrakında “Otopark” yazıyor.
Zinnur Büyükgöz ile Mahmut Yandık, “Park” diyor.
Otopark ile park kelimeleri arasında oto gibi üç harften ibaret “küçücük” bir fark varken “saf”a yatmamız bekleniyor.
Ama 7/24’te de safa yatılmaz ki?
Galericiler için beğenmediğiniz Balçık’a şehir içinde kalan zanaatkârı reva görürken, Kocaeli’nin İstanbul’a sınır en batı köyünün hangi batı tarafından, Gebzeli hayvan üreticileri ve tacirleri İstanbul pazarına daha kolay ulaşsın diye yer tahsis edeceksiniz?
Diye soruyorum..
Şimdilik olmak kaydıyla, başka da bi’şi sormuyorum.