Birçok kişinin hoşuna gitmeyeceğini bildiğim halde söylemekten de asla vazgeçemeyeceğim önemli bir kuralı hatırlatarak yazıya başlamak istiyorum.
Hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı olmadığı sürece herkes masumdur.
Bugüne kadar bu konuda birçok kez hatırlatmada bulundum.
Özellikle son altı yıldır yüzlerce kez bu konuyu tekrarlamışımdır.
2007 sonrası yazmış olduğum yazılarla ilgili bazı çevreler, “Ergenekon, Balyoz, Odatv davalarını itibarsızlaştırma girişiminden” başlayarak bir dizi yakıştırmada bulunmuştu.
Bu kadar ileriye gitmeye cesaret edemeyen çevrelerde şunu çok duydum:
“Büyük fotoğrafı bekle, kurunun yanında yaş da yanabilir. Önemli olan büyük resmi görebilmektir.”
Demek ki, hukuk bir gün herkese lazım olabiliyor.
Şimdi yine aynı noktadayım.
Hakkında kesinleşmiş yargı kararı olmayan herkes masumdur.
Ancak son yıllarda hukukun ve adaletin nasıl örselendiğini hep birlikte yaşadık.
Gazetecilerin, bilim insanlarının, katalog suçları altında nasıl itibarsız hale getirildiğini, özel hayatlarının yerlerde sürüklendiği dönemi yaşadık.
Sorgular tamamlanmadan gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında neler söylenmişti.
Son operasyonla, aralarında kamu bankası genel müdürünün, belediye başkanının, bakan çocuklarının ve bazı hatırı sayılır işadamlarının olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.
Ayakkabı kutularından çıkan milyon dolarlardan, yatak odalarında ele geçirilen para sayma makinalarına…
Telefon kayıtlarından, görüntülü videolardan söz ediliyor.
Kuşkusuz, bunlar önemli delillerdir.
Yargılama aşamasında bu deliller çok kişinin canını sıkacak.
Bu operasyonu her kim yaptıysa yapsın, doğru işi yapmıştır.
Polis şeflerini görevden almak yaşanan gerçeği değiştirmez.
Artık bu saatten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmaz.
“Bu operasyonu cemaatçiler hükümete karşı yaptı” iddiasını ciddi bulmuyorum.
Çünkü esas fotoğraf önemli.
Bakalım bu fotoğraf karesinde kimlerin görüntüsü çıkacak?