Flormar direnişini meclise meclisi direnişe taşıyacağım

TKP’den Gebze Belediye Meclisi’ne birinci sıradan aday olan Flormar direnişçisi Mahir Öztürk işçilik hayatında ilk direniş deneyimini yaşıyor. Öztürk, “Flormar direnişi Meclis’e, meclis ve belediye Flormar direnişine şahsımda taşınacaktır” dedi

Bir kadın hareketi olarak da tanımlanan Flormar direnişi bugün itibariyle 297’nci gününe girdi. Direnişçilerin çoğunluğu kadın, az sayıda erkek de var. Onlardan biri Mahir Öztürk, Öte yandan direnişin şahsımda Gebze Belediye Meclisi’ne taşınması da söylem üzerinden önemli bir mevzii olacaktır.  Yasalarda yeri olan,  belediyelerin bu tür direniş ve grevlerde emekçiye desteğinin önünü de açacaktır. Gebze Belediyesi ve Belediye Meclisi’ni de direnişe taşımak mümkün” dedi. Öztürk sorularımıza şu yanıtları verdi:

 

Yaklaşık 10 ayı bulan Flormar direnişini duymayan kalmadı. Siz de sürecin başından beri direnen işçilerden birisiniz. Mücadelenizi direniş alandan seçimlere de taşıyorsunuz. Bu seçimlerde Türkiye Komünist Partisi Gebze 1.sıra meclis üyesi adayı oldunuz. Adaylık sürecinize geçmeden önce kısaca  sizi tanıyabilir miyiz?

Aslen Kars’lıyım. 24 yaşındayım ve 20 sene İstanbul’da yaşadım. Hem okudum hem de okurken maddi durumumuz yeterli olmadığı için düzensiz işlerde çalışmam gerekti. İstanbul Aydın Üniversitesi Lojistik Yönetimi mezunuyum. Şu anda da lisans derecemi 4 seneye tamamlamak için açıköğretimden devam ediyorum. 4 sene önce çalışmak için ailem ile Gebze’ye geldik. Düzenli işe bu bölgede başladım. En son girdiğim iş yeri olan Flormar’da hayatımda ilk kez sendika üyesi oldum ve ilk direnişimi yaşıyorum.

Biraz direniş üzerine konuşmak isteriz, sosyal medyada ziyaretleri görüyoruz, etkinliklere davet ediliyorsunuz, sizi takip ediyoruz. Direnişin içinden biri olarak sizce süreç nasıl ilerliyor?

Sendikaya üye olduğumuz için yaklaşık 10 ay önce işten çıkartılmıştık. O günde bu güne direnişimiz çeşitli zorluklara rağmen devam ediyor. Direniş çok uzun sürdüğü için kendi aramızda dönem dönem tartışmalar yaşasak da burada ki örgütlülüğümüzü hiç bozmadık.

Kimi düşüncelerimiz zaman içerisinde değişti, yeni şeyler de kattı bize. Örneğin kadınların mücadeledeki yeri… Direniş çoğunlukla kadın işçilerin sürüklemesi, öncülüğü ile devam ediyor.

Hiç mücadeleyi kaybedeceğinizi, direnişten vazgeçmeyi düşündünüz mü?

Kış ayları bizim için durağan ve bekleyerek, sadece çadırımızı, soba ile ısınmamızı, ses aracımızı yasaklayan hükümetin değil hava koşullarının da basıncı ile geçti. Soğuklar yüzünden çok kere hasta olduk, evde yatmak zorunda kaldık. Direniş alanın ayakta tutmak için nerede ise nöbetleşe hasta olduk. Bu dönemde siyasi partilerden ve derneklerden gelen destek ve ziyaretler, aydın ve sanatçıların olduğu NHKM ile yaptığımız dayanışma gecesi, kışa girerken sağlanan tüm maddi ve manevi destekler bu direnişin artık ülkede birçok emekçiye mal olduğunu ve onu ayakta tutmanın sorumluluğunu taşıdığımızı hissettirdi.

Şimdi 13 Marttaki duruşmayı bekliyoruz. Çıkacak kararlar diğer mahkemelerde de emsal olacaktır diye düşünüyoruz.

TKP’den adaylığınız nasıl gerçekleşti? Neden TKP ?

Çeşitli siyasi partiler destek için geldiler. Sağ partilere karşı hep mesafeli olmuşumdur zaten direniş alanına gelen, destek veren de çoğunlukla sol partiler oldu. Ve bu sol partiler kendi içerisinde işçi sınıfının davasını savunduklarını söylüyorlardı. Ancak hiç beni tatmin etmemiş, sorularımı cevaplayamamışlardı. Ta ki TKP ile tanışana kadar.

Ben daha öncede TKP yi araştırmıştım. Daha önce sınıf bilincim vardı ancak yeterli bilgi ve deneyime sahip değildim. Tek başına hareket etmenin işçi sınıfına kazanımı olmayacağını anladım. Örgütlülük esasını, sınıf mücadelesini savunan en iyi partinin TKP olduğuna kanaat getirdim. Adaylık için ise TKP buradaki tüm işçilere, siyaset alanını patronlara bırakmamak ve işçi sınıfının sözünü yaygılaştırmak için aday olma çağrısında bulundu. Ben de bu çağrıya seve seve karşılık verdim.

TKP’den belediye meclis adaylığınızı arkadaşlarınız nasıl karşıladı? Siz bir aday olarak neler söylemek istersiniz?

Arkadaşlarım öncelikle tatlı sert tepki gösterdiler. Ancak ben onlara adaylığımın işçiler için, onlar için olduğunu, her hangi bir çıkar gütmediğimi, aksine Flormar direnişini, buradaki mücadeleyi daha geniş bir mecraya, siyaset alanında da ifade etmeye fırsat olarak görmemiz gerektiğini anlattım. Birçok parti sadece ziyarete gelirken bize adaylık teklifinde tek parti TKP olmuştu. Sonrasında saygı duydular hatta desteklemeye başladılar. Yerel seçimlerde oylarına bize verecek birçok direnişçi arkadaşımız olacak.

Biz bu direnişi zaten kazandığımızı düşünüyoruz. İnsanların “hiçbir şey olmaz” dedikleri ülkede Flormar direnişinin simge haline gelmesi, umut vermesi bunun göstergesi. Umarım bu zafer yanımızdaki Teklas gibi, Tayaş gibi ve diğer işyerlerindeki gibi mücadele eden, sömürülen ve buna boyun eğmeyen, direnen işçilere de umut olur.

Öte yandan direnişin şahsımda Gebze Belediye Meclisi’ne taşınması da söylem üzerinden önemli bir mevzii olacaktır.  Yasalarda yeri olan,  belediyelerin bu tür direniş ve grevlerde emekçiye desteğinin önünü de açacaktır. Gebze Belediyesi ve Belediye Meclisi’ni de direnişe taşımak mümkün.

 

Tüm işçi arkadaşlarımı patronlara, düzen siyasetçilerine, gericilere karşı örgütlü mücadele etmeye davet ediyorum. Asıl güç biziz, onlar birkaç kişiden ibaret, biz ise milyonlarcayız! Asla çaresi değiliz!

Son söz olarak

Flormar değil direniş güzelleştirir!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

GÜNDEM Haberleri