FİLİSTİNLİ ÇOCUKLAR ŞEKER DE YİYEBİLSİN

İsmail Kadı

Ortadoğu’da Afrika’da kan ve gözyaşı eksik olmuyor.

Önce Büyük Ortadoğu Projesi önümüze konuldu!

Ardından Arap Baharı geldi!

Yalnız bu bahar, küresel güçlerin kasalarını doldurmak için kurgulanmıştı.

Yoksullar için ölüm, gözyaşı, diktatörlük, yoksulluk ve felaket getirdi.

Taliban ile El Kaide türevi örgütleri ilk kez Afganistan ve Pakistan’da tanıdık.

Her iki ülke Afganistan ve Pakistan 1960’lı yıllarda modern ve çağdaş ülkelerdi.

Bugün geldikleri nokta içler acısı durumda.

Dinci örgütler her iki ülkenin hem ekonomisine hem de yetişmiş insan gücüne yerle bir etti.

Sıra, Nijerya, Çad, Sudan gibi ülkelere gelmişti.

Dinci örgütler bu ülkelerde acımasızca mezhep savaşlarını kışkırttı.

Müslüman gruplar sokakta satırlarla birbirlerini katletti.

El Kaide ise tüm islam ülkelerini “terörün şemsiyesi” altına çekmek için “din” adına şiddet ve korkuyu dayatıyordu.

Özellikle Irak, Lübnan ve Suriye’de El Kaide ve benzerlerinin hedefi nedense sadece(!)müslümanlar!

Son olarak IŞİD adlı dinci terör örgütü Suriye ve Irak’ta “şeriat devleti” kurmak için kendi dindaşlarına savaş ilan etti.

Yani selefilik islamla savaşır hale geldi.

 Suriye’de insanların kalplerini sökerek yiyen IŞİD’li teröristler insanlığa meydan okudu.

Irak’ta bir günde 1700 müslümanı öldüren IŞİD üyeleri tarihin karanlık sayfasında kendisine yer buldu.

Bağdat ve Şam çevresinde kafa kesen, dindaşlarını idam eden, kurşuna dizen IŞİD tüm Ortadoğu’yu tehdit ederken, nedense İsrail’in Filistinli çocuk, kadın ve sivillerin öldürmesine IŞİD’çiler seyirci kaldı.

Bu durum insanların kafasında derin bir işbirlikçi kuşkusu yarattı.

Dünya Irak ve Suriye’de IŞİD katliamlarına odaklanmışken, İsrail Filistin’de toplu katliama girişti.

Bu gelişmeler tesadüf olamaz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.