Bu kentte, uzun yıllardır gazetecilik yapıyorum. Gerçi, şimdilerde işin mutfağından çekildim ama meslekten kopmadım, yazmak için de güncel.iğiyle gelişmeleri takip ediyorum.
Kenti, sanayi yoğunluklu bir yaşamdan kurtarmak için çeşitli girişimler olduğuna uzun yıllardır tanık oldum. Ama, bu girişimlerin hemen hepsi sonuç vermedi ve iyi niyetten öteye gidemedi. Atılan ilk adımlar, sonradan yokmuş gibi kabul edildi.
Ticari yaşamı canlandırma meselesi de bunlardan biridir. Çünkü, ticari yaşam gittikçe körelmekte ve kente damgasını vuran merkezler olan İzmit ile Gebze’de, neredeyse can çekişmektedir.
İşte, bu durumu, yerelde 10 yılı aşkın süredir yönetimleri elinde tutan AKP zihniyeti de tespit etti. Çözüm bulmak, asli görevlerden kabul edilip adım atılmaya çalışılıyor.
Bunlardan birini, bugünlerde hem ticari hayatı yeniden canlandırma, hem de yaratılan bir marka yoluyla daha fazla ekonomik girdi sağlama adına adım atılıyor.
Bu adımların ilki olarak festival düzenlemeyi seçmenin doğru olmadığını, birilerinin AKP’li İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan’a anlatması gerekir.
Pişmaniye, İzmit’in dünyaca ünlü tatlısıdır. Yiyenin keyif aldığı yemeyenin ise hayıflandığı bir tatlı olması yüzündendir ki, adı pişmaniyedir.
Bu önemli markanın yurt dışına açılması, ihracat bağlantıları yapılması önemlidir. Kentin hem ekonomik hem de sosyal yaşamına katkı sunacak pişmaniye ölçekli politika geliştirmek de, yerel yönetimin görevidir.
Şimdilerde, bu rolü İzmit Belediyesi üstlenmeye çalışıyor. Belediye Başkanı Nevzat Doğan’ın çabalarından biri de, bu yıl 7. kez yapılacak olan Pişmaniye Festivali’nin uluslararası alana taşınması ve ihracat yoluyla kente ekonomik girdinin artırılması.
Strateji doğru belki ama taktikler doğru ve yeterli değil…
Bunu, yurt dışı ile ilintili bakanlıklardan destek alarak yapmak yerine sadece kendi belediye olanaklarıyla yapmaya kalkarsanız, köyde panayır düzenlemeye benzer.
Oysa, karnaval ve uluslar arası festival düzenlemek, başlı başına ayrı bir iştir.
Neyse, marka haline gelmiş bu tatlının dünya tarafından bilinmesini sağlamak önemlidir. Bu yüzden, Avusturya’nın Başkenti Viyana’da ilk etabı yapılan Pişmaniye Festivali’ni önemsiyorum. Ama, İzmit’teki ikinci ayağının programına bakınca hayal kırıklığı yaşadım.
Sadece birkaç noktada pişmaniye çekimi gösterisi ve konserler…
Bunun adına da festival demek, bir ekonomik artı değer sağlayacağı beklentisine girmek pek olası değildir.
Kenti, kent olmaktan çıkartmak,
Halkı, kentlilik kültürü ve bilincinden uzaklaştırmak,
Bütün bunları yapmak için de ‘’olağanüstü çaba harcıyormuş’’ gibi görünmek için milyonlarca liralık kaynakları heba etmek, AKP’nin ve kadrolarının genel prensibi haline geldi.
Kenti, ekonomik olarak düzlüğe çıkartabilecek bir projeksiyona sahip olmayan düzenlemeyi festival diye sunmak, üstün bir beceri.
Panayır konseptine bile denk düşmeyen etkinliklere milyonlarca lira aktaran bu zihniyet, halkın gerçek talepleri karşısında hesap vermekten kurtulamayacak. Bunun ilk adımının atılmış olduğunu sanırım hala fark etmediler.