Önceki gün Suruç’ta insanlık dışı bir saldırı yaşandı.
Nereden çıktı, kimin işi...
Malesef bekleniyordu!
Katliam bağıra bağıra geldi!
Hedef kitle özenle seçilmişti.
Demek ki canlı bomba bütün bu gelişmeleri sakin bir şekilde takip etmiş.
Üzerinde tahrip gücü çok yüksek patlayıcılarla kültür merkezine kadar girmeyi başarmış.
Canlı bombayı gönderenler iyi istihbarat yapmış.
Ne istediniz bu gencecik çocuklardan...!
Sonuç ortada.
Bombalar önce Reyhanlı’da patladı, sonra Cilvegöz’ü sınır kapısında şimdi de Suruç’da!
Umarım Suruç’da da, Reyhanlı da olduğu gibi güvenlik zaafiyeti yoktur.
İşid’i aramak için çok uzaklara gitmeye gerek yok.
Yapılan katliamı savunan, haklı gösteren sosyal medyada bir yığın kendini insan sanan yaratıklar var...!
Hatta bunların bir kısmı kendini gazeteci sanıyor!
Durum apaçık ortada.
2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Otel’de 35 aydını yakanlar bugün 32 genci canlı bomba ile katletti.
Aradaki fark birinin Sivas’da yakılarak öldürülmesi diğerlerinin Urfa’nın Suruç kasabasında canlı bomba ile katliam sonucu öldürülmesidir.
Katiller ve onların hamileri yapılan bu katlimamı haklı göstermek için “ama”larla başlayan bir dizi gerekçeler sıralar.
Bu zavallıların bilmedikleri, anlamak istemedikleri gerçek şudur;
Sadece 32 genci öldürmediniz orada insanlığı da öldürdünüz.
Kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi yaşamayan insanları alçakca katlederek nereye varacaksınız.
İnsanlık terör saldırıları utancından artık sonsuza dek kurtulmalıdır.
İnsan olmaktan başka suçu olmayan 32 masum gencin kanları ellerinizdedir.
Bu utançla ömür boyu yaşayacaksınız...
Terör nereden ve kim tarafından yapılırsa yapılsın nefretle kınıyorum.