Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) Kocaeli İl Örgütü, Gebze 15 Temmuz Milli İrade Kent Meydanı’nda yeni eğitim öğretim yılına dair açıklamada bulundu. Fahiş kira bedeli ve yurt yetersizliğinden ötürü öğrencilerin tarikatların ağına düştüğüne dikkat çekilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:
DERS DEĞİL DERT ZİLİ
Okullar açıldı. Çocuklarımız ve ana babalar artık eski heyecanları yaşayamıyorlar. Çünkü artık okullar açılınca ders zili değil dert zili çalıyor halkımız için. Çocukların okul kıyafetleri nasıl alınacak? Çantası, kalemi, defteri, yardımcı kitabı ne kadar tutacak? Okul uzaksa cep yakan servis ücretleri nasıl karşılanacak? Çocuklara harçlık verebilecek miyiz? Çocuk okulda karnını doyurabilecek mi o harçlıkla? Beslenmesine ne konulacak, nasıl konulacak? İşte böyle halkımız okul masraflarının altından nasıl kalkacağını düşünüyor kara kara. Okul formaları yüzde 60 zamlandı. Kırtasiye malzemeleri enflasyon oranının üç katı kadar arttı. Servis ücretleri, benzinin litresinin 40 TL olmasıyla geçen seneye oranla en az 2 kat arttı. Toplu ulaşım keza öyle…
BAĞIŞ ADI ALTINDA…
Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) Ağustos ayı verilerine göre yıllık enflasyon oranını yüzde 128,05 olarak açıkladı. Birleşik Kamu-İş’in yaptığı çalışmaya göre eylül ayı için yoksulluk sınırı 41 bin 651 TL, açlık sınırı 14 bin 542 TL oldu. Asgari ücret 11 bin 402 TL ile açlık sınırının da yoksulluk sınırının da altında kaldı. Yani asgari ücretle çalışan on milyonlarca çalışan hem aç hem de yoksul. Emekçi halkımızın alım gücünün hızla düştüğü bu şartlarda, bir ilkokul öğrencisi için okul kıyafeti, çanta ve temel kırtasiye malzemesi için ortalama 3000 ile 7000 TL arasında para harcamak gerekiyor. Devlet okullarının ihtiyaçları, Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrıl(may)an bütçeyle değil, velilerin yapmak zorunda bırakıldığı ‘bağış’lardan karşılanır oldu. Artık devlet okullarına kayıt yaptırırken bile velilerden bağış adı altında 20 binle 60 bin arasında para talep ediliyor.
KAŞARLI TOST 50 TL
Çocuklarımız günün önemli bir bölümünü okullarında geçiriyor ve doğal olarak acıkıyorlar. Okul kantinlerinde içinde bir parça kaşar olan bir tost bile 50 TL’den satılıyor, üstelik doyurmuyor. Çocuklarımız okullarda temiz suya ulaşamıyorlar, tuvaletlerden, hijyenik olmayan koşullarda su içmeye çalışıyorlar. Sağlıklı beslenmiş oluyor mu çocuklarımız? Hayır! Sadece midesini doldurmuş, açlık hissini bastırmış oluyor. Çocuklarımız yeterli beslenemiyor. Çocuklarımız ve halkımız aç! Açlıktan bayılan öğrenci haberlerini çok okuduk geçtiğimiz eğitim öğretim yılında. İçerisinde proteinin, vitaminin olduğu besin grupları dengeli ve düzenli olarak tüketilemiyor ne yazık ki… Karbonhidrat ve şeker ağırlıklı bir beslenme tarzı en ucuz beslenme olarak karşımıza çıkıyor. Çocuklarımız bedensel olarak da zihinsel olarak da gelişemiyor.
TARİKATLARIN AĞINA DÜŞÜYORLAR
AKP İktidarı döneminde bodurluk artmış durumda. Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okula başlama giderinin geçtiğimiz seneye göre yaklaşık iki katına çıktığını görüyoruz. Hele üniversitelerde durum daha da vahim... Aylık 11.402 TL alan asgari ücretli bir çalışan ya da 7 bin 500 TL emekli aylığı alan birinin çocuğunu üniversitede okutması kesinlikle mümkün değil. Üniversite kapıları, halk çocuklarına tamamen kapandı artık. KYK yurtlarının aylık ücretleri 570 liraya dayanmış. Tabi bu yurtlara ulaşmak da oldukça zor... Çok az sayıda olan devlet yurduna yerleşemeyen öğrenciler fahiş fiyatlardaki özel yurtlara ya da eve de çıkamayınca Ortaçağcı tarikatların ağına düşüyorlar. AKP’giller tarafından her türlü maddi olanağın sunulduğu bu yılan yuvaları gençlerimizi bu şekilde kandırıp gericilik batağına çekmeye çalışıyorlar.
PARABABALARI DÜZENİ
AKP’giller üniversite öğrencilerinin barınma sorununu çözmek için yaygın bir şekilde ve yeter sayıda devlet yurdu yapmak yerine devletin olanaklarını kendisi gibi tarikatların emrine veriyor. Emeklilerimiz asgari ücretin de altında kalan 7500 TL’lik ücretle ölüme mahkum edilmiş, kaderine terk edilmiş durumda. Yaşadığımız çok derdin sebebi ABD-AB Emperyalistleri tarafından iktidara taşınan ve 21 yıldır onların bir dediğini iki etmediği için iktidarda tuttukları AKP’giller iktidarıdır. İçinde yaşadığımız ‘parababaları’ düzenidir. Onların ağababaları ABD-AB emperyalistleridir. Onlar değil midir, halkımızı bu işsizlik pahalılık cehenneminde inim inim inleten? Onlar değil midir ülkemize doldurdukları 15 milyon Suriyeli, Afgan vb. kaçkınla yurdumuzda bizleri azınlığa düşürmeye çalışan? Onlar değil midir, 18 adamızın ve iki kayalığımızın Yunanistan tarafından işgal edilmesine göz yuman?
EN KÖTÜCÜL İKTİDAR
Onlar değil midir, saraylarda saltanat süren? Onların saltanatı sürsün diye milyonlarca insanımızı açlığa, yoksulluğa mahkum eden? Hayat pahalılığı almış başını gitmiş. Çarşı-pazar el yakar olmuş. Halkımız aş yerine taş kaynatıyor artık. İktidardaki AKP’giller kendi servetlerine servet katarken işçi sınıfımız, emekçilerimiz ay sonunu getiremiyor uzun süredir. Et girmiyor nicedir milyonlarca insanımızın sofrasına. Kıt kanaat maaşlar, kiraya mı, beslenmeye mi, faturalara mı yoksa çocukların eğitimine mi yetsin? İsyan ediyoruz böyle bir yaşam tarzına, yaşamak denirse buna! Ülkemizin ve halkımızın bir nebze de olsa nefes alması için bayır aşağı Ortaçağ karanlıklarına götürülmemesi için Cumhuriyet tarihinin en kötücül iktidarı olan AKP’giller’den kurtulmaktan başka çaremiz yoktur.
Haber merkezi