Ülke olarak bir salgın dolayısıyla sıkıntılı günlerden geçiyoruz. Ama, herkes bunun bilincinde mi, işte orası şüpheli...
Binlerce yurttaşımızı kaybettik, binlercesi yoğun bakımda ve binlercesi de karantinada. Salgının etkisini azaltmak için tüm yurttaşların geniş özgürlüklerini kullanmasını engelleyen kararlar İçişleri Bakanlığı'nca açıklanıyor ve herkesin uyması zorunlu kılınıyor.
Ama, imtiyazlılar da yok değil...
Mesela, futbol müsabakaları gibi. Akşam 20.00'de sokağa çıkma yasağı başlıyor. Tribünlere seyirci alınmıyor.
İyi de, o zaman FB-BJK derbisi neden 19.00'da başlıyor.
Yoksa, TFF ve yönetimi ile yayıncı kuruluş arasında gizli bir çıkar anlaşması mı var ?
Ayrıca;
Futbolcular, kulüp yöneticileri ve de hakemler anayasal olarak diğer vatandaştan farklı bir konuma mı sahip.
Cuma namazları için 65 yaş üzerine sokağa çıkma yasağını gevşet, futbol müsabakalarında bazı insanları yasaktan muaf tut, vatandaşa gelince "sağlığınız için yasak" de.
Bu neyin kafasıdır ?
Anayasa ve yasalar (kamusal görevler dışındaki) hiçbir yurttaşa ayrıcalık tanımazken bizzat iktidar eliyle anayasa ve yasaları devredışı bırakan kararlar nasıl alınır ki ?
TV kanallarında hamasi nutuklar atıp toplumsal sorumluluktan söz etmek bu koşullarda nereye oturtulabilir ?
Kişilere spor sahalarına girişi hatta bireysel spor yapmayı yasaklayacaksın ma endüstriyel hale dönüşmüş ve rantı çok yüksek olan futbol müsabakalarına dur demeyeceksin.
Tek başına bu yaklaşım bile iktidarın sermaye ihtiyaçlarına dönük kararlar aldığının, halkı da "ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalıştığı"nın kanıtıdır.