34 yıldır yaşadıklarımız bu günün özetidir.
Siyasal tarihimizde iki tane 12 Eylül var.
İlk Eylül 1980 yılında askeri darbe ile iş başına geldi.
Her fırsatta geniş geldiği ileri sürülen 1961 Anayasasına ilk operasyon 12 Mart 1971 askeri müdahalesi ile oldu.
İkinci ve kapsamlı darbe 12 Eylül 1980’de yapıldı.
Elbette ortam da buna hazırdı ya da hazırlanmıştı.
Ülkede güvenlik kalmamıştı.
Günde ortalama 10 kişi öldürülüyordu.
Öldürülen insanların arasında ülkenin seçkin yetişmiş aydınları, politikacıları, sendikacıları, gazetecileri suikasta kurban gidiyordu.
Ekonomi bozulmuş kriz tüm yönleriyle kendini göstermişti.
Karaborsacılık, vurgunculuk toplumun öfkesini yükseltmişti.
Cumhurbaşkanı seçimleri yapılamamış, siyasal rejim sorun çözme kapasitesini yitirmişti.
Bu ortamda yapılan askeri darbe pek çok faili meçhul cinayetleri önlemişti.
Ancak ülkenin geleceğini darbeciler karartmıştı.
Tüm özgürlükler rafa kaldırıldı.
Siyasi partiler, sendikalar, meslek örgütleri, sivil toplum örgütlerinin faaliyetleri durduruldu.
Sol siyaset tümüyle yasadışı ilan edildi.
Dinci ve İslamcı örgütlerin önü açıldı.
YÖK kuruldu, üniversiteler orta öğretim seviyesine geriledi.
12 Eylül darbe rejimi kendini garanti altına almak için referanduma gitti.
Yüzde 92 oyla 12 Eylül anayasası kabul gördü.
İlk 12 Eylül ikinci 12 Eylül’ün zeminini hazırlamıştı.
2010 yılında yapılan 12 Eylül referandumu yine halkın ekseriyetinin oyunu aldı.
Bu güne bir günde gelinmedi.
Yetmez ama evetçilerin maharetleri 34 yıllık antidemokratik uygulamanın önünü açmış oldu.