Yine bir kurban bayramı öncesi, hastalıklı ithal hayvanlar konusu gündem oluşturdu.
Bakanlığın dağıttığı hayvanlarda veba şüphesi öne çıktı. Ve bu şüphe bir ilin karantinaya alınmasını doğurdu.
Bu, resmen bir skandaldır…
Skandal, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, Türk hayvancılığını geliştirmek üzere yürüttüğü Genç Çiftçi Projesi kapsamında vatandaşlara dağıttığı koyunlar sonrası ortaya çıktı.
İlk tehlikeli durum Çanakkale'de ortaya çıktı. Konya’dan götürüldükleri belirlenen bazı koyunların ani ölümleri sonrası veba paniği yaşandı. Böyle bir durumda hemen devreye giren ilgili uzmanlar ve yetkililer, önlem almaya başlar.
Peki, bu önlemler neler ?
Çanakkale’de, tedbir olarak köylerdeki hayvanlara veba aşısı yapılmaya başlanmış. Ve Kurban Bayramı öncesi Çanakkale'nin karantinaya alınıp hayvanların nakil ve satışları engellenmiş.
Yani, Çanakkale halkının dini vecibelerini yerine getirilmesinin önünde karantina engeli duruyor.
Peki, bu ne kadar doğru ?
Elbette, o hayvanların çıkış noktasında yeterli sağlık kontrolünden geçirilmemesi ya da mevcut hastalıklarının bilindiği halde önemsenmemesi, götürüldükleri yerlerin karantinaya alınmasından daha önemli adımdır.
Ama, bu adımı atmayan ilgili ve yetkililer, her zaman olduğu gibi önlemi son noktada almayı tercih ediyor. Bu durum da, halkı mağdur ediyor ve yaşamı tehlikeye sokuyor.
Şimdi, Çanakkale halkına, Kurban Bayramı sürprizi olarak ‘’Et mi, yemeyin efendim’’ deniliyor.
İyi de, sorun Çanakkale ile bitmiyor ki…
Geçtiğimiz günlerde, 2 bin 939 besilik canlı hayvanın veteriner sertifikalarının ‘sahte’ olduğu ortaya çıkmıştı.
Hayvanlar, İspanya’dan ithal ediliyor ve ülkenin dört bir yanına dağıtılıyordu. Ancak, söz konusu hayvanların, İspanya’da hayvan giriş ve çıkışının salgın hastalık nedeniyle yasak olduğu bölgeden ithal edildiği belirlenince, bu şaibeli ithalat ülke gündemine bomba gibi düşüyordu.
Konunun gündeme gelmesinin ardından Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yaptığı açıklama ise evlere şenlikti. Bakan, "Baktık ki belgelerinde sahtekarlık yapılmış, hayvanlara el koyduk, karantina altında. Hayvanlardan her türlü kan alındı, hiçbir sıkıntı yok, karantina devam ediyor" diyordu.
Peki, sayın Bakan’a sormak gerekmez mi; ithal edilen canlı besilik hayvan, 5 Temmuz’da İskenderun Limanı’ndan dağıtılmadan önce, veteriner sağlık sertifikalarının "sahte" olduğu neden anlaşılamadı ki ?
Bu ve benzeri soruları, CHP Manisa Milletvekili Vehbi Bakırlıoğlu sormuş. Milletvekili, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yanıtlaması istemiyle verdiği önergede şu sorulara yer veriyor:
-Ülkeye girişi yapılan 2 bin 939 baş besilik dana hangi illerde, kimlere ve hangi işletmelere dağıtılmıştır?
-Belgelerin sahte olduğu anlaşıldıktan sonra bu hayvanlarla ilgili hangi işlemler yapılmıştır?
-Bu hayvanlardan toplanan ve karantinaya alınan hayvan sayısı kaçtır?
Sorular karşısında, Bakan’ın yaptığı değerlendirmeler evlere şenlik…
Diyor ki; "İspanya'dan yola çıkıp Lübnan’a gitmesi planlanan; ama sonrasında bizim şüphelerimiz ve tespitimiz üzerine Türkiye’ye getirilen hayvanlara baktık ki belgelerinde sahtekarlık yapılmış, hayvanlara el koyduk, karantina altında. Hayvanlardan her türlü kan alındı. Hiçbir sıkıntı yok, karantina devam ediyor. Böyle bir durumda Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü 21 gün süre veriyor. Bu 21 gün süre içerisinde siz bu karantina önlemlerini alıyorsunuz. Hayvanları Türkiye'ye ithal edip, millileştiriyorsunuz. Sağlıklı değilse de itlaf ediyorsunuz."
‘Özrü, kabahatinden büyük’ içerikli değerlendirmeye söylenecek tek şey, PES DOĞRUSU…
Bu durumda, geriye kalan tek önlem, ‘Et yemeyin efendim’ sözünün altını doldurmaktır.