Siyasi iktidar neredeyse her seçime bir “senaryo” ile giriyor.
Bu bazen belden aşağı kasetlerle, şantajlarla oluyor.
Bazen de gerilim filmlerini aratmayacak söylemlerle gündem oluşturuluyor.
Her seçim öncesi mağduriyetler yaratılıyor.
Sonra büyük propaganda makinesi ile mağduriyetler oya tefşiriliyor.
Peki bu seçimlerdeki “senaryo” ne?
Hangi önemli konular üzerinden seçimlere giriliyorsa onlar üzerinden kurgu yapılıyor.
Önce seçim kitlesini ilgilendiren bir konu üzerinden tespit yapmak lazım.
AKP’yi iktidarda tutan “ekonomik başarı” insanların bir cebine parayı koyuyor öteki cebinden doldur boşalt yapıyor...
Artık bu sistem herkesi boğazına kadar borca sürükledi.
Anlayacağınız borç sarmalı büyüyor.
İşsizlik artıyor, TÜİK’in son yapmış olduğu araştırma hergün 1600 kişinin işsiz kaldığını gösteriyor.
Sağlık sistemi paralı hale geldi.
Gelir dağılımındaki eşitsizlik diyemeyeceğim çünkü ortada öyle bir konu kalmadı.
Çok yoksul ile çok zengin uçurumu oluştu.
İktidarı zirvede tutan yapı çöktü.
Seçmen yaşanan sıkıntının farkında.
Sohbet ettiğim insanların büyük bir bölümü görüş açıklamaktan çekiniyor.
Cumartesi günü CHP Çayırova İlçe Başkanı Selahattin Kaya’nın basın toplantısına katıldım.
Mecliste görüşülmekte olan iç güvenlik paketinden kaygı duyduklarını söyledi.
Kadın cinayetleri ürkütücü boyuta ulaştı.
Birleşik Metal-İş Sendikası toplu sözleşmeden doğan grev hakkını kullanmak istedi Bakanlar kurulu milli güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle grevleri erteledi.
Emeklilere verilen %4 ücret artışı komik denecek düzeyde.
Cumhurbaşkanı tarafsızlığını yitirdi, şehir şehir dolaşarak eski partisine seçmenden oy istiyor.
Bütün bunlar nasıl bir sürecin içerisinde olduğumuzu anlatmaya sanırım yeterli.
Ciddi ve kaygı verici günlere doğru gidiyoruz.
Çözüm süreci ile yıllardır oyalandık.
Ortada ne çözüm kaldı ne de süreç...!
Herşey birbirine karışmış durumda.
Eskiyi unutuyoruz yeni sıkıntılarla boğuşuyoruz...
Bakalım önümüzdeki günlerde hangi sürprizlele sarsılacağız...