İyi bir sinema filmi izleyicisiyim.
Özellikle klasik filmler benim için vazgeçilmez.
Zaman buldukça eski başyapıt filmleri tekrar, tekrar büyük bir keyifle izlerim.
Bunlardan birisi 1941 yapımı tanınmış yönetmen John Ford’un yönettiği siyah-beyaz olarak çekilen ‘’Vadim O Kadar Yeşildi ki’ ’filmidir.
Filmin konusu özetle şöyle:
Huw Morgan Galler’in madenci kasabası Welsh'te, Morgan ailesinin en küçük çocuğu olarak hayata gözlerini açar. Baba Gwilym ve oğulları tüm sağlık ve güvenlik tehlikelerine karşın madende çalışmak zorundadır. Ne var ki Gwilym en küçük oğlu Huw'ın geleceğine dair Huw'dan daha farklı umutlar taşımaktadır. Ailenin kızı Angharad ise rahip Gruffydd'a derin bir aşk beslerken çiftin önünde bilinmezlikler vardır.
Galler’de madenci aile Morganlar’ın etrafında geçen, olayların anlatıldığı, ‘’ Vadim O Kadar Yeşildi ki’’ filmini defalarca izledim.
Maureen O'Hara, Roddy McDowall, Sara Allgod ve Donald Crips’in müthiş oyunculuğu var.
Film 5 dalda Oscar ödülü kazanmıştır.
Gerçekten bir başyapıt.
İzlemenizi tavsiye ederim.
Bu filmi izlerken aklıma hep 1970’lerin Gebze’si gelir.
Gebze’de tıpkı Galler’in madenci kasabası Welsh gibi her tarafı yemyeşildi.
Havası, suyu ve toprağı temizdi.
Yaşanacak güzel bir bölgeydi.
Eskihisar’da üzüm festivali yapılır, Darıca’da zeytinlikler vardı.
Gebze’de yetişen enginar ise dillere destandı.
İstanbul’un sosyetesi tatil yeri olarak Bayramoğlu’nu tercih ederdi.
Bayramoğlu’na gittiğinizde o zamanlardan kalma fakat çoğu artık izbe haline gelmiş villa ve evleri görürsünüz.
Kısaca Gebze çok güzeldi.
Ta ki ilk fabrikanın kurulmasına değin.
Gebze geçen 50 yılda mantar gibi ortaya çıkan binlerce fabrika ve işyerlerinin istilası sonucu yaşanmaz hale geldi.
Havasına, suyuna, toprağına kimyasal ve zehirli atıklar bırakıldı.
Farikalarla birlikte nüfus hızla 50-100 katına ulaştı.
İş ve aş bulmak umuduyla Anadolu’nun dört bir yanından gelenlerin ardı arkası kesilmedi.
Nüfusla birlikte betonlaşma, çarpık yapılaşma dört tarafı sardı.
Gebze’nin İnönü Mahallesi’nden geçip giden içinde çeşitli balıkların yaşadığı Çamaşır Deresi kurudu ve yok oldu.
Köylerde ki tarım arazilerine ardı ardına fabrikalar kuruldu, tarım ve hayvancılık bitti köy hayatı ortadan kalktı.
Gebze’nin güzelim köyleri fabrika yığınlarının arasında sıkıştı.
2009 yılında ise Kocaeli Büyükşehir’in kurulması nedeniyle köyler mahalleye dönüştürüldü.
Geldiğimiz noktada Gebze sanayinin hilal gibi çevrelediği dar alanda yaşanmaz halde.