EŞEKLİ KÜTÜPHANECİ

Gündoğdu Yıldırım

Ne kadar bağımlılık da yapsa güzel yanları da yok değil sosyal medyanın; bilmediğin, görmediğin, duymadığın birçok şeyi sosyal medyada görüyor, duyuyor, öğreniyorsun.

Bilgi bir dokunuş kadar yakın.

Ne güzel…

Öğrenmek isteyene…

Eskiler ne derdi: Sokakta bulduğunuz kâğıdı bile okuyun…

Öğrenmek isteyen her koşulda öğrenir.

Yeter ki insan öğrenmek istesin…

Sosyal medyada dolaşan “Eşekli Kütüphaneci!” hikayesi dikkatimi çekti.

Mustafa Güzelgöz; 1940'lı yıllarda Ürgüp'te kütüphanecilik yapmış, görevi sırasında yıllarca yedi katır ve üç atı ile 36 köye seyyar kütüphane hizmeti götürmüş.

Bir kütüphane memurunun, ilçe ve köylerinde kitap okutma mücadelesi ne kadar kutsal bir mücadeledir!

Hem de tüm engellemelere, zor koşullara rağmen.

Nevşehir, İç Anadolu’da bir şehir.

Ürgüp…

Kafama hep takılmıştır.

Nereden geliyor Ürgüp’e bu kültür diye?

Demek ki bir nedeni varmış.

1940’larda ekilmiş tohum…

Emek, alınteri, göznuru…

Kitap…

Bilgidir, bilimdir; bilmektir, öğrenmektir.

15-20. yüzyıllarında Avrupa'da, Coğrafi Keşifler, Rönesans, Reform, Sanayi devrimi olmuşsa ve bu gelişmeler Avrupa ülkelerini dünyanın en gelişmiş ülkesi yapmışsa bunun tek nedeni vardır:

O da kitaptır.

Ülkemizde hala kitap okumanın gerekli olup olmadığı tartışılır.

Korkulur kitaplardan.

Kitap okuyan insanlar, dışlanır, ötekileştirilir.

1940’lar da bir İç Anadolu ilçesinde “Eşekli Kütüphaneci” Mustafa Güzelgöz!

Bir ışık… Yol gösterici…

Ülkesine sevdalı...

İyi bir vatan sever!

Gerçek bir kahraman!