Önümüzdeki yılın (2025) sonbaharına doğru erken bir genel seçim olma olasılığı yüksek.
Tüm emareler o yönde.
Sokaktaki yediden yetmişe mevcut siyasal iktidarla ülkenin daha da kötüye gideceği konusunda hemfikir.
Yaşanan ekonomik kriz, geçim sıkıntısı, derin yoksulluk, işsizlik, elektriğe, doğalgaza, suya ardı ardına yapılan zamlara vatandaşın artık dayanacak gücü kalmadı.
Daha dün doğalgaza yüzde 38 zam yapıldı!
Yaz ayında yapılan bu zammın acısını vatandaş ancak kış ayında hissedecek.
İnsanlar kredi kartlarına borçlanarak ay sonunu getirmeye çalışıyor.
Açıklanan verilere göre, batık kredi kartı borçları son bir yılda yüzde 245 oranında rekor artış göstererek 34 milyar TL’yi aşmış durumda.
Ülkemizde asgari ücretle geçinenlerin oranı yüzde 40 civarı.
Neredeyse ülkede çalışanların yarısı ve bu aslında gelir dağılımı, sosyal adaletsizliğin en net göstergesidir.
Üç harfli bir alışveriş marketi ‘veresiye’ kartı uygulaması başlatmış, bu bile tek başına vatandaşın alım gücünü ne durumda olduğunu gösteriyor.
Ne var ki gerçekleri görmeyen veya göremeyenler bambaşka bir Türkiye’den söz ediyor.
Onlara göre Türkiye her bakımdan güçlü, ekonomisi iyi, vatandaşın karnı tok, sırtı pek, emekliler çok mutlu, gençler geleceğinden umutlu!
Yine onlara göre tüm dünya Türkiye’yi kıskanıyor!
Neyin kafası yaşanıyor sahiden herkes gibi bende merak ediyorum.
Bir parti iktidarda kalsın diye ülkede yaşanan onca olumsuzlukları görmezden gelmek pekte haysiyetli bir şey değil.
Emeklilere dilenciye verir gibi uygun görülen maaş zammı, asgari ücretlilerin açlık sınırında ücrete mahkûm edilmesine vicdanı, onuru olan herkes itiraz eder.
Etmeyen bu yağma ve kirli düzeninden besleniyor demektir!
Sandıkla gelen yine sandıkla gider.
Bundan dolayı yıllardır sorun ve sıkıntılarından kurtulamayan vatandaş çözümü ve kurtuluşu demokrasinin gereği olarak seçimde görüyor.
Yazımın başında ifade ettiğim gibi gelecek yılın son aylarına doğru Türkiye’de olası bir erken seçim olasılığı yüksek.
Vatandaş o zaman hem ülkeyi bu duruma getiren iktidara hem de ondan beslenenlere sandıkta gereken yanıtını mutlaka verecektir.
Bu arada yazıyı tamamlarken aklıma geldi.
Tam 3 yıl önce Gebze’de 2 TL’den satılan 100 gramlık simit 2,5 TL’den satılmaya başlanmıştı.
Şimdi simit 15 TL.
Varın siz düşünün ülkenin ne halde olduğunu!