Karısına dışkı yediren,şort giyen kadına saldıran tanımsız varlıkları görünce bu yazıyı yazmak farz oldu.
Adem'den başlamış kadının çilesi.
Kuyuya bir taş atmış delinin biri,
yüzyıllardır bitmemiş, kendine akıllı diyenlerin arayışları ki hâlâ bulamamışlar.
Kadınla alıp vereceği olan beyincikler, bu eforu bilim ve ilime vermiş olsalardı, hâlâ da geçerli bu, dünyadan diğer gezegenlere giden, ulaşım araçları olurdu şimdi.
Mars, Neptün, Venüs retrolarını , gider gözümüzle görürdük.
Fransız Montesquieu kadın için,
"Tabiat, erkeğe akıl ve fikir vermiştir, kadına sadece güzellik ve süs.Eğer kadının bu dış görünüşü ortadan kalkacak olursa,onun hiçbir değeri kalmayacaktır." Demiştir.
Diderot ise,
"Kadınlar şehvet ve eğlence için yaratılmışlardır." Derken, Napolyon da,
"Kadın çocuk yapmak için verilmiş bir hediyedir."
Alman filozof Schopenhauer'a göre,
"Erkeğin zekâsı ömür boyu gelişmeye devam eder, kadının 18 yaşında durur."
Tezini ortaya atmıştır.
Hatta kadına 'Entellektüel miyop' demiştir.Yani öngörüye sahip donanımdan yoksun olduklarını savunmuştur.
Din adamları da benzer düşünüyorlardı.
Patrik Bernard, "Kadın şeytanın aletidir."
İncil'in yazarlarından Dimaşk Yuhanna,
"Kadın şerrin çocuğu, emniyet ve huzurun düşmanıdır."
Arabistanlı şair Harizmi,
"Kadınlar bizim için yaratılmış şeytan şerridirler.Allah'a sığınırım şerrinden!"
Diyerek fikrini beyan etmiştir.
Hak dinlerde, kadın erkeğe yardımcı olarak yaratılmıştır ve erkeğin kaburga kemiğidir aslı.Hatta Museviler, uzunca bir süre erkeğin kaburga kemiklerinden birinin eksik olduğuna inanarak yaşamıştır.Daha sonra tıp ilerlediğinde, erkeğin kaburgasının eksik olmadığı ortaya çıkmıştır ama aynı kafalar,
"Bu bir şeyi değiştirmez! Kadın kesinlikle erkeğin kaburgasından yaratılmıştır."
Diyerek devam etmişlerdir.
Yani her erkek,bir kadının yaratılmasına katkıda bulunmuştur.
Yunan'da,Araplarda,Romalılarda,Senegal'de de bunlara benzer, abuk sabuk tezler, fikirler olduğu görülmüştür.
16 yy. Avrupa'sında Akademisyenler, kadının insan türünden olmadıklarını ispat için didinmisler...
Erkeğin kadınlara karşı, hiç sebebi yokken , kin ve nefretin beslemesi,onun sağlıksız biri olduğunu gösterir.
Bu zihinsel de olabilir, fiziksel de olabilir ki araştırırsanız yukarıda saydığım kişilerden çoğunun, fiziksel yetersizliğe sahip olduklarını göreceksiniz.
Hatta çoğunun ortak sorunu,ya karısı tarafından aldatılmış ya da annesi tarafından aşağılanmış olmasıdır.
Ancak günümüzde de maalesef aynı handikap içinde,debelenip durmaktadır.
Daha yeni, Kütahya ve Denizli'de nikah törenlerinde çiftlere hediye edilen kitapta, kadına dair ürkütücü, sadist ifadelerin yer aldığını okuduk.
Ataerkil toplumlarda bu güdük fikirlerin oluşması adeta kaçınılmaz. O
Bu dün de vardı, bugün de var ve yarın da var olacak.
Aslında bu fikirlere sahip olanlar erkekler için, özerk bir bölge yapılmalı.
Toplum ilerlemesine, deneysel bir katkıları olur hem, bir işe yararlar.
O bölgede, sadece bu fikirleri savunan ve yaşayan erkekler yaşayacak.
Zinhar dişi sineğin bile girişi yasak olacak.
Sonra arkana yaslanıp seyredeceksin.
Erkek imparatorluğu keşmekeşlerini..
İstedikleri kadınsız dünya değil mi?
Kötü, akılsız, günahkar kadınlar olmadan yaşayacaklar orda.
Tam istedikleri gibi kursunlar devletlerini.
Erkek devleti!
Hayali bile keyiflendirdi şu an.
Versinler bana yetkiyi, en adil yasaları çıkarmazsam...
Tersine döndürürüm düzeni.
Kim ne yaparsa aynısını yaptırırım, bu kadar adilane.
Yaptıkları eylemler cezaları olacak.
Bu kadar basit, bu sorunun çözümü.
Şimdi bazı erkek okuyucularım, erkek düşmanı diyecek ama günahımı alacaklar.
Efendim, bendeniz naçizane 'İnsan' sempatizanıyım...