Mark Twain şöyle demiş:
"Politikacının hayatının yarısı seçmeni, öbür yarısı birbirini aldatmakla geçer..."
Nikita Khrushchev ise:
"Politikacılar dünyanın her yerinde aynıdır, nehir olmayan bir yere köprü yapacaklarına söz verirler." Demiş.
Aynen öyle.
Gazetecilik mesleğini yaparken nehir olmayan yere köprü sözü veren çok siyasetçi gördük.
Koltuğa oturmadan önce mazlum, oturduktan sonra mağrur ve kibir abidelerini de.
Küçük dağları ben yarattım havasında olanları da benden sonra tufan diyenleri de.
Ne var ki bunların birçoğunun ismini, cismini şimdi kimse anımsamıyor bile.
Siyaset çöplüğü içinde yok olup gittiler.
Ve bunların hiç birisi saygıyla falanda yad edilmiyor.
Ne var ki onların bir benzerleri bugünde var.
Kimileri bir şekilde milletvekili, belediye başkanı falan seçildikten sonra kişilik, karakter erozyonuna uğramışlar.
Güç zehirlenmesi yaşıyorlar.
Burunlarından kıl aldırmıyorlar.
Kendilerini çok mühim ve hatta bulunmaz Hint kumaşı olarak görüyorlar.
Herkese tepeden bakıp ne oldum delisi olup çıkıyorlar.
Oysa seçimlerden önce iki süklüm püklüm, gelen ağam giden paşam pozundaydılar.
Herkese gülücükler atıp, önüne gelenin elini sıkıp, “Emrinizdeyim, seçildiğim de makam odamın kapısı olmayacak, halkın hizmetkârı olacağım” diyorlardı.
Bırakın makam odasının kapısını, özel kalem müdürlerinin kapısını aşmak mümkün değil.
Çünkü güç ve makam onları değişik bir ruh haline büründürmüş.
Bakın şurada mevcut belediye başkanlarının 8 ay zamanları kaldı.
5 yıl bitmez sanıyorlardı fakat sayılı gün gelip geçti.
Zamk ile yapıştıkları koltuklarda hal ve hareketlerinin hesabını sandıkta verecekler.
Tabi partileri yeniden başkan adayı gösterirse!
Eğer düzgün, iyi ve dürüst siyasetçi olarak görev yapmış, makam koltuklarının onlara emanet olduğu bilinciyle hareket etmişlerse seçmenden olumlu yönde karşılığını alırlar.
En önemlisi saygı görürler.
Tabi ki dürüst siyasetçiler bugün sokakta, pazarda halkın arasında rahatlıkla dolaşıyor.
Çünkü çalmamışlar, haksızlık yapmamışlar, halkın malına el uzatmamışlar.
Makam ve mevki gücünü kendi ve yakın çıkar çevresi için kullanmamışlar.
Halkın içinde onların sorunlarını çözmek için çalışmışlar.
Mesela Gebze eski Belediye Başkanı M. Emin Akın bu konuda en iyi örnektir.
Keza yine Gebze eski Belediye Başkanı rahmetli Sedat Tüze’de aynı şekilde görev süresi sonrası alnının akıyla sokakta, pazarda dolaşmıştı.
Beklentimiz iyi ve erdemli siyasetçilerin sayısının çoğalması.