HDP Gebze İlçe Örgütü’nün Kaymakamlık tarafından çıkartılan bir gün süreli yasak ve polis baskısından ötürü meydandan parti binasına taşan basın açıklaması HDP Gebze İlçe Başkanvekili Meryem Uslu tarafından okundu. 2014’teki Kobane çıkışları gerekçesiyle 82 HDP’linin gözaltına alınmasını hem zaman aşımı hem biçim üzerinden kınayan Uslu, “Enternasyonalist direnişin yargılanması mümkün müdür?” dedi. Açıklama şöyle:
SİYASİ KIRIMIN BİR PARÇASI
“Aralarında Kars Belediyesi Eşbaşkanımız Ayhan Bilgen ve önceki dönem vekilimiz Sırrı Süreyya Önder ve aynı dönemde partimiz MYK’sında yer almış ya da yöneticilik yapmış olan pek çok arkadaşımızın da bulunduğu 82 saygın siyasetçi, sivil toplumcu dün (27 Eylül) sabah gözaltına alındı. Bu gözaltılar partimize yönelik siyasi kırımın bir parçası olup, AKP – MHP iktidarının adım adım faşismi inşa etme girişimlerinin bir ayağıdır.
TÜM DÜNYA SOKAKTAYDI
6 yıl sonra Kobane olaylarını bahane ederek bir günde 82 kişi tutuklamayı açıklamaları mümkün değildir. Kobane’de Kürt gençleri yüzyılın barbarı IŞİD’e karşı kendi topraklarında büyük bir mücadele verirken yalnız buralarda değil Paris, Berlin, Madrid, neredeyse tüm dünyada, ‘Kobane düşmesin’ diye milyonlar sokaklara inmişti. Enternasyonalist bir direniş ve dayanışmanın yargılanması mümkün müdür?
ÜÇ ÖNERGEMİZ REDDEDİLDİ
Dünya Kobane’de direnenleri ve, ‘Kobane düşmesin’ diyenleri hayranlıkla selamlarken Türkiye’de bunu söyleyenlere saldırılmış, onlarca insan canından olmuştur. Partimiz bu altı yıllık sürede Kobane eylemlerinde uygulanan şiddetle ilgili Meclis’e üç araştırma önergesi vermiş, tamamı AKP-MHP oylarıyla reddedilmiştir. 6-8 Ekim arasında canından olan 53 kişiden en az 40’ı HDP’lidir. Kobane eylemlerine çağrı yapmakla suçlanan Ayhan Bilgen, aylarca cezaevinde kaldıktan sonra AYM kendisine hak vermiş, devlet Bilgen’e tazminat ödemek zorunda kalmıştır.
Durum bu kadar netken 7 Haziran seçimlerinden beri bir darbe mekaniğine saplanmış bulunan iktidarın bu son operasyonuyla yaptığı da siyasete darbedir.
MAFYAYMIŞ GİBİ
7 Haziran seçimlerinin hezimetini unutamayanlar, kaybedenler bunun sorumlusu olarak gördükleri partimize karşı her türlü karalama kampanyasıyla 5 yıl önce sistematik bir saldırı başlattılar. 31 Mart’ta seçim stratejimiz sonucu aldıkları yenilginin acısını mafyaymış gibi çıkartmaya devam ediyorlar. Bu ve önceki intikam operasyonlarının sorumluları, 24 Haziran ve 31 Mart seçimlerinde meydan meydan gezerek, insanların gözlerinin içine baka baka 6-8 Ekim olaylarının 7 Haziran seçimlerinden gerçekleştiği yalanını da ilave ederek partimizi hedef gösterenlerdir.
BARIŞ DEDİKÇE SAVAŞ ORTAKLARI
Bu saldırı aynı zamanda 31 Ağustos’ta açıkladığımız, ‘Barışa çağrı deklarasyonumuz’a, iki hafta önce başlattığımız Demokrasi İttifakı ve ‘Antifaşist blok’ çalışmalarımıza verilmiş bir yanıttır. Biz antifaşist blok dedikçe iktidar, biz barış dedikçe savaş ortakları artık kan dökemeyecekler diye paniğe kapılıyor.
İKİSİNİ DE BAŞARACAĞIZ
Bu operasyonlar ve baskılar bizi bu stratejik söylemden vazgeçiremez, bunu en iyi iktidarın kendisi biliyor. Bu topraklarda barış ve demokrasi inşa etmek bizim misyonumuzdur, görevimizdir. Antifaşist cephe ile ikisini de başaracağız. AKP – MHP iktidarının korktuğunu biliyoruz, ama korkunun ecele faydası yok, gideceksiniz, HDP’nin zamanı geldi.
HDP kadındır, HDP faşizme direnen herkestir.
Evrensel olanı savunuyoruz, baş eğmeyiz, haklıyız, kazanacağız.” (Haber Merkezi)