Geçen temmuz ayında makamında intihar eden Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan’ın ölümüyle ilgili başlatılan adli ve idari soruşturma İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya uzandı. Hakan Çalışkan’ı intihara sürükleyen olayın Bakan Soylu’nun oğlunun gözaltına alınan bir arkadaşının usulsüz biçimde serbest bıraktırılmasıyla ilgili olduğu iddia ediliyor. İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın konuyu öğrenmesi üzerine olayla ilgili tutanak tutarak Bakan Soylu hakkında resmi işlem başlatmasını istediği, Silivri Emniyet Müdürü Çalışkan’ın da oluşan baskıya dayanamayarak intihar ettiği öne sürülüyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında CHP’nin verdiği gensoru teklifinin TBMM’de görüşüldüğü günlerde Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmada CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’de üstü kapalı olarak konuyu diye getirmişti. Özel’in isim vermeden yönelttiği iddialara ilişkin Bakan Soylu ise sessiz kalmayı tercih etmişti.
Geçen temmuz ayı sonunda, Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin yaptığı rutin bir kontrol sırasında İçişleri Bakanı’nın oğlu Engin Levent Soylu’nun bir arkadaşı gözaltına alındı. Adli bir olaydan ötürü hakkında yakalama kararı bulunan kişi arkadaşı olan Engin Levent Soylu’ya telefon açarak yardım istedi. Oğul Soylu’nun arkadaşı, gözaltına alındığı bölge olan Silivri Emniyet Müdürlüğü’ne teslim edilerek nezarethaneye konuldu. Ancak bir süre sonra Emniyet Genel Müdürlüğü Koruma Daire Başkanı Ekrem Gülen, Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan’ı arayarak gözaltında bulunan kişinin serbest bırakılmasını istedi. Müdür Hakan Çalışkan’ın, gözaltı işleminin resmiyete döküldüğünü belirterek talebe olumsuz yanıt vermesi üzerine iddiaya göre kendisine, “Şahıs Bakanın yakını ve serbest bırakılması isteniyor” talimatı verildi.
‘Resmi işlem başlat’
Koruma Daire Başkanı Gülen’in talimatı üzerine oğul Soylu’nun arkadaşı serbest bırakıldı. Ancak, konu Bakan Soylu ile aralarında husumet olduğu iddiaları basına yansıyan İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’a aktarıldı. Bunun üzerine Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan’ı arayan İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, kendisinden İçişleri Bakanı Soylu ve Koruma Daire Başkanı Ekrem Gülen’in sorumluluğunu belirten bir tutanak tutarak olayla ilgili resmi işlem başlatmasını istedi. Hem Ankara’dan hem de İstanbul’dan amirlerinin oluşturduğu baskıya dayanamayan Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan, 31 Temmuz sabahı makamında intihar etti. Güvenlik kamerası kayıtlarına göre, Hakan Çalışkan 30 Temmuz’u 31 Temmuz’a bağlayan gece geç saatlere kadar Emniyet müdürlüğü binasındaki makam odasındaydı. Geç saatlere kadar akıllı telefonlardaki mesajlaşma programı olan WhatsApp’ta da online olarak görünen Emniyet Müdürü Çalışkan, telefonlarına yanıt vermemesi üzerine sabah 10.30 sıralarında makam odasına giren özel kalemde görevli polis memurları tarafından başından vurulmuş halde bulundu.
Olayla ilgili hem adli hem de idari soruşturma açılırken Emniyet Genel Müdürlüğü’nden üst düzey kişilerin Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı üzerinde baskı kurarak dosyayı kapatmaya çalıştığı da iddia edildi. Ancak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı da olan Enerji Bakanı Berat Albayrak ile giriştiği veliahtlık savaşı nedeniyle soruşturmanın önü kesilemedi. Soruşturma kapsamında telefon kayıtlarında yapılan incelemelerde Hakan Çalışkan’ın intihar etmeden önceki günlerde kimlerle konuştuğu ve mesajlaştığı da mercek altına alındı. Bu incelemeler sonucunda Çalışkan’ın, Koruma Daire Başkanı Gülen tarafından arandığı bilgisine de ulaşıldı.
Bakan mı arattı?
Hakkında yakalama kararı olduğu için gözaltına alınan bir kişiyi usulsüz serbest bıraktırması yönünde Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan üzerinde baskı kurulduğu iddialarıyla ilgili yürütülen idari soruşturmada müfettişler İçişleri Bakanı Soylu’nun korumalarının da ifadesini aldı. Koruma polislerine Hakan Çalışkan’a telefon açıldığı sırada Bakan Soylu’nun nerede olduğu, kendisinin telefonla konuşup konuşmadığına yönelik sorular sorulduğu öğrenildi. Koruma Daire Başkanı Gülen’in, intihar eden Silivri Emniyet Müdürü Çalışkan’a, Bakan Soylu’nun talimatıyla telefon açıp açmadığı da soruşturuluyor.
Müdür arandı ama Bakan’la ilgisi yok
İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Türkay Öksüz, konuya ilişkin gazetemize yaptığı açıklamada, söz konusu olayda Süleyman Soylu ya da oğlunun herhangi bir dahlinin bulunmadığını söyledi. Hakan Çalışkan’ın intiharı ile gözaltına alınan kişinin serbest bıraktırılmasının aralarında bağ olmayan iki farklı olay olduğunu savunan Öksüz şunları söyledi:
“Haberinizde bahsettiğiniz gözaltına alındı denilen kişi annesinin ağır hastalığı olan bir vatandaş. Olay günü annesini hastaneye götüren ambulansın arkasından kendi aracıyla takip ederken polis uygulama noktasında durdurulmuş. Zaten annesi de hastanede vefat etmiş. Konuyu kesin bilmiyorum ama Orman Kanunu ile ilgili adli makamlara yansıyan bir olay nedeniyle kendisi ifadeye çağrılmış ve gitmemiş. Bu nedenle hakkında yakalama kararı varmış. Gözaltı işlemi yapılmak istenince kendisi, önceden tanıdığı Koruma Daire Başkanımızı aramış ve yardım istemiş. Daire Başkanımız da Silivri Emniyet Müdürünü aramış. Toplamda 3 kez konuşmuşlar ama süresi 2 dakikayı geçmemiş. Kişinin annesi ile ilgili mağduriyetini anlatıp yasal imkânlar dahilinde yardımcı olunmasını istemiş. Emniyet müdürümüzün intiharı başka bir olay. Bu iki olay arasında herhangi bir bağ yok. Zaten intihar vakasından sonra İçişleri Bakanımız İstanbul Emniyet Müdürümüzü arayarak konu hakkında bilgi almış. Polis başmüfettişleri de, mevzuat gereği olayı idari açıdan soruşturmak için görevlendirildi. Adli soruşturma da sürüyor. Bakanımızın oğlunu bu ve benzeri olayların içinde göstererek çamur at izi kalsın mantığıyla yalan iddialarda bulunan çevreler var. Bakan Bey’in kendisinin ya da oğlunun bu süreçte bırakın bir müdahalesini herhangi bir etkisi dahi yok. Olayın içinde değiller. Sadece Koruma Daire Başkanı ile Silivri Emniyet Müdürü arasında geçen ve yasal sınırlar içinde kalınarak yardımcı olunması istenen bir telefon konuşması yapılmış, o kadar. Koruma Daire Başkanımızın da ifadesi alınmış değil. Zaman zaman Bakan Bey’in de benim de ya da özel kalemimizin telefonlarına ulaşıp arayan, çeşitli konular için yardım isteyen vatandaşlarımız oluyor. Çeşitli talepler, şikâyetler oluyor. Bunlar hukuki midir, değil midir araştırıyoruz. Yasal sınırlar içinde kalarak yardım etmeye çalışıyoruz. Burada olan da budur.”
GENSORUDA GÜNDEME GELDİ
Özel: Geçiştireceğini düşündü ama olmadı
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında CHP’nin verdiği gensoru teklifinin TBMM’de görüşüldüğü günlerde Meclis kürsüsünde konuşma yapanlardan biri de CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’di. 22 Aralık 2017 günü yaptığı uzun konuşmada Bakan Soylu’nun Gülen Cemaati ile ilişkileri üzerine birtakım iddialar dile getiren Özel, konuşmasının arasına şu cümleleri de sıkıştırmıştı: “...Silivri Emniyet Müdürüne, durdurulan bir araçla ilgili telefon açıp, o olmayınca İstanbul il Emniyet Müdürlüğü üzerinden baskılar ve tehditler sonucu o büyük felakete sebep olmazdınız o zaman. Belki onların özeleştirisini yaparsınız burada.”
Meclis’teki muhalefet vekilleri, Enerji Bakanı Berat Albayrak ile parti içinde bir güç mücadelesine girişmesinden sonra Soylu’nun Gülen Cemaati ile geçmişteki ilişkilerine ortaya çıkan kayıtlara ve iddialara kulak kabarttığından, Türkiye medyası ise bilinen nedenlerden olsa gerek kimse Özel’in dediklerinin üzerinde durmadı. Silivri Emniyet Müdürü’nün çok yukarılardan gelen baskılara dayanamayarak intihar ettiği bilgileri üzerine konuyu Meclis kürsüsünden paylaştığını belirten Özel, “Bakan Soylu’ya, Gülen Cemaati ile ilişkilerinden tutun da gözaltına alınan bazı FETÖ şüphelilerinin serbest bıraktırılmasına kadar birçok soru yönelttim ancak hiçbirisine yanıt vermedi. Sorduğum sorulardan birisi de haberinizde bahsi geçen konuydu. Ancak Bakan Soylu, sorulara yanıt vermek yerine kurguladığı bir mizanseni sahnelemekle yetindi. Hiçbir iddiaya yanıt veremedi. Özellikle ‘Silivri’deki büyük felaket’ dediğim kısmı da tıpkı diğerlerinde olduğu gibi duymazdan gelerek konuyu sessizlikle geçiştireceğini düşündü. Ama öyle olmadı.”
Telefonları takibe alındı Uzun zamandır Enerji Bakanı Berat Albayrak ile aralarında veliahtlık savaşı olduğu iddiaları basına yansıyan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun mobil telefonlarının emrindeki polisler tarafından usulsüz takip edildiği 12 Nisan tarihli haberimizde yer almıştı. Konuyla ilgili açılan soruşturmada Ankara ve İstanbul’da 6 polisin görev yeri değiştirilmişti. Albayrak ile aralarındaki kavganın su yüzüne çıkmasının ardından Bakan Soylu, geçen aylarda kırgınlığını belirten konuşmalar yapmıştı. Soylu’nun istifa etmek istediği ancak bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından engellendiği de iddia edilmişti. Bakan Soylu’nun oğlu Engin Levent Soylu’nun aracı, yanında korumaları da olduğu halde İstanbul polisi tarafından durdurulmuş ve uyuşturucu araması yapılmıştı. Oğlunun aracındaki arama sürerken Bakan Soylu’nun devreye girmesine rağmen İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın da Bakan’ın telefonlarına çıkmadığı iddia edilmişti. |
MUSTAFA ÇALIŞKAN: BEN OLAYIN TARAFIYIM
Konuyla ilgili görüşlerine başvurmak istediğimiz İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, “Bu konuyla ilgili soruşturmalar sürüyor. Ben de olayın bir tarafıyım ve benim bir şey söylemem doğru olmaz. Benim dışımda kalan yerlerden bilgi toplamanız daha doğru olur. Haberinizde hakkımda geçen kısımla ilgili bilgilerin doğru olup olmadığına vicdani kanaatinizle karar vereceğinizden eminim. Merhum emniyet müdürümüzün başarılı ve kendisini intihara sürükleyecek herhangi bir sorunu olmadığını bildiğimiz bir kişi olduğunu da söyleyeyim” dedi.
Kaynak Cumhuriyet